Gönderi

Roald Dahl
Roald Dahl
-
Şeker Henry'nin Akılalmaz Öyküsü
Şeker Henry'nin Akılalmaz Öyküsü
Aşağıda da bir sessizlik vardı şimdi. Epey uzun sürdü bu sessizlik. Kimsenin konuşmadığı koca bir dakika geçti aradan. Peter uzakta duran bu iki insan siluetinden ayırmıyordu gözlerini. Salkım söğüdün az ilerisinde durmuş, ağacın tepesine bakıyorlardı oldukları yerden. “Pekâlâ Sayın Kuğu Efendi,” dedi Ernie az sonra. “Şimdi ona kadar sayaca’am, tamam mı? Ona geldiğimde hâlâ kanatlarını açıp o dalın üstünden uçmamışsan, seni vuraca’am. Bi’yerine iki kuğu vurmuş olurum bööö’lelikle. Hadi bakalım, Sayın Bay Kuğu, saymaya başlıyorum! Biiir... İkiii... Üüüç... Dööört... Beeeş... Altııı…” Peter kımıldamadı bile yerinden. Bundan sonra hiçbir şey onu yerinden kımıldatamazdı. “Yediii... Sekiiiz... Dokuuuz... Ooon!” Peter, Ernie’nin tüfeği omuzladığını gördü. Namlusu tam üzerine çevriliydi. İlk önce tüfeğin güüüm diye gümlediğini, ardından da kurşunun vınnnn diye kulağının dibinden geçtiğini duydu zavallı oğlan. Ürkütücü bir duyguydu bu, ama gene de yerinden kımıldamadı Peter. Ernie’nin aşağıda tüfeğe yeni bir kurşun sürdüğünü görebiliyordu. “Bu son şansın,” diye bağırdı Ernie. “Bu kurşunu tam alnına gümletece’em.” Elleriyle daha sıkı yapışmak istedi tutunduğu dala, ama incecik dal ağırlığı altında eğilip kırılıverdi. Bazı insanlar eğer dayanma güçlerinin çok üstünde zorlanıp bezdirilirlerse hemen çözülüp havlu atıverirler. Bazılarıysa -koşullar ne olursa olsun- asla baş eğmezler, asla teslim bayrağını çekmezler. Bu tür insanlara savaşta da barışta da rastlayabilirsiniz. Ruhlarını asla boyunduruk altına alamazsınız bu insanların; ne acı ne işkence ne de ölüm korkusu asla pes ettiremez onları. Küçük Peter Watson da işte bu insanlardan biriydi. Ağaçtan düşmemek için can havliyle çırpınıp dururken, bu oyunda kazananın kendisi olacağı doğuverdi içine birdenbire. Dalların yaprakların arasında boğuşup dururken gölün suları üzerinde parlayan bir ışık çemberi çarpmıştı gözüne. Öyle göz kamaştırıcı, öyle tadına doyulmaz bir ışıktı ki bu, gözlerini ondan ayıramıyordu Peter. Işık ona göz kırpıyor, çocuğu tüm benliğiyle kendisine çağırıyordu. Kendini ışığa doğru fırlatarak kanatlarını sonuna kadar geriverdi Peter. Üç değişik kişi o sabah köyün üzerinde döne döne uçan kocaman, bembeyaz bir kuğu gördüklerini söylediler. Bunlardan birisi, Emily Mead isminde bir okul öğretmeniydi; ikincisi eczanenin damını aktarmakta olan William Eyles’ti; üçüncüsü de o gün yeni maket uçağını tarlalarda uçurmaya çıkmış olan John Underwood isimli bir çocuk. Bayan Watson o sabah o saatlerde mutfakta bulaşık yıkıyordu. Bir aralık başını kaldırıp pencereden dışarıya baktı ve tam o sırada koskocaman, bembeyaz bir şeyin kanat çırpa çırpa evlerinin arka bahçesine indiğini gördü göz ucuyla. Hemen dışarı fırladı Bayan Watson. Koşarak gidip tek çocukları Peter’ın çimler üstünde kırık bir bebek gibi yatan küçücük bedeninin yanına diz çöktü. “Yavrum benim!” diye bağırdı Peter’ın başını kollarının arasına alarak. Gördüklerine inanamıyordu, aklı başından gitmiş olan zavallı kadıncağız. “Yavrum, oğlum benim,” deyip duruyordu ha bire. “Sana ne oldu böyle?” “Bacağım acıyor,” diyerek gözlerini bir an açtı Peter, sonra bayılıp kaldı. “Aman, tanrım, bacağın kanıyor!” diye bağırdı annesi ve yerde baygın yatan küçük bedeni kucağına alıp içeri taşıdı. Hemen doktora ve cankurtarana telefon etti. Sağlık ekiplerinin gelmesini beklerken de eline bir makas alıp o iki koca kuğu kanadını oğlunun kollarına bağlayan ipleri kesmeye başladı. @SonsuzEvrenn İyi ki doğdun güzelim 🎂🥰
··
2 plus 1
·
233 views
Wisss.. okurunun profil resmi
Yaaaaa🥰🙆‍♀️ Bu hikaye nedir böyle.. sen bana Peter'sinmi diyosun. Yerim ki 🤎 Çok duygulandım çok. Sende güzel oldugumu bilmek. .... en ictenimmm. 🫂 ... En kız kardeşim.. 👩‍❤️‍👩 ...en ruhdaşim🪽 Seni cooook seviyorum Tubim🫂 iyi ki varsın, iyi ki tanıdım seni.. seninle 60.li yaşları kutlama dileğiyle 🫠🤗😘😘😘😘😘😘😘
tuğba okurunun profil resmi
Ahiretliğiz artık 🤭😁
5 next answer
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.