Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

335 syf.
5/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Kendisi de bir zamanlar casusluk yapmış olan John le Carre mahlaslı yazarın bu kitabı 1995 yılında çıkmış, yani kitapta sık sık atıfta bulunulan Kuzey Kafkasya bölgesinin kıpır kıpır olduğu bir dönemde. Kitabın konusunu şu şekilde özetlemek mümkün: İngiltere’de kırsal bir bölgede emekliliğin tadını çıkaran eski casus Tim (Timothy) Cranmer’in bir gece kapısı çalınır. Kendisiyle aynı kasabada yaşayan ve orada, üniversitede akademisyenlik yapan arkadaşı ve kendisinin eğittiği eski bir casus olan Larry Pettifer ortadan kaybolmuştur. Polis ve istihbarat kısa bir sürede bu ortadan kayboluşun hayra alamet olmadığını yeni delillerle gün yüzüne çıkarır. Ülkesine tamamen sadık olan Tim de bu olanlardan sorumlu tutulmakta ve bir şüpheli sıfatıyla takibe alınmaktadır. Tüm bu anlamsızlıklar ve Larry ile işbirliği yaptığını düşündüğü karısı Emma’nın da kayıplara karışması Tim için bardağı taşıran son damla olur ve her şeyi geride bırakarak, Larry ve Emma’nın peşine düşmek ve suçsuzluğunu ispat etmek suretiyle uzun bir yolculuğa çıkar. İngiltere, Fransa, Rusya ve Kuzey Kafkasya’daki İnguşya’yı karışlar. Kitaba dair kanaatlerim şu şekilde: Kitapta konunun olası gidişatına her ne kadar henüz ilk bölümlerde değinilmişse de karşımıza son derece akıcılıktan yoksun bir olay örgüsü çıkıyor. Hikayenin can alıcı noktası olan kısmına (yani Tim’in yola koyulmasına) kitabın üçte ikisi bitene kadar tanık olamıyoruz, bu da haliyle kurgunun gidişatını epey baltalıyor. Yazarın kendine has bir tür meydana getirdiği ileri sürülse de olay örgüsü edebi olmaktan son derece uzaktı. Diyaloglar beklediğim kadar zekice değildi. Casus romanlarında ve filmlerinde klasikleşmiş olan numaralara burada çok az başvurulmuştu. Bunlar olumsuz gözlemlerimdi. Kitapta çok azımızın bildiği Sünni Müslüman olan İnguş halkının mücadelesine ve bu halkın Rusya destekli Osetyalılardan ve Ruslardan çektiği işkencelere (etnik temizlik gibi) satır aralarında rastlamak hoş bir detaydı. Yazarın hemen her kitabının çok-satan kategorisinde yer alması, pek azımızın bildiği bu insanlık dışı duruma diğer dünya devletleri ve halklarının aşinalık beslemesi ve farkındalık kazanmaları için bir tür fırsat adeta. Bölgede sadece Rusların değil İngilizlerin de adının geçtiğine şahitlik etmemiz bizi bazı konularda düşünmeye sevk etmeli diye düşünüyorum, ayrıca yazarın da İngiliz olması bir tür itiraf niteliği katıyor kitaba zannımca. Bu kitap Le Carre külliyatına giriş yapmak için doğru bir seçenek mi hiç bilmiyorum, diğer kitapları da benzer olay örgüsü ve tarzda kaleme alındıysa belki cevap evet olabilir, bunun dışında bir şey söylemek düşmez bana. İyi okumalar diliyorum.
Bizim Oyun
Bizim OyunJohn Le Carré · Remzi Kitabevi · 199619 okunma
·
1 artı 1'leme
·
141 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.