Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Büyük bir tiyatroda Moliere’i oynayorlar, bizse –alışkanlık işte- sosislere, siyah havyarlara, patates kızarmalarına gülüyoruz. O kadar gülüyoruz ki, ağlamışa dönüyoruz bir bakıma Sonra çocuk olarak gülmeyi tekrarlıyoruz kırmızı balonlara Sonra da özür diliyoruz; öyle ya, balon çok önemli bir yuvarlaktır. ………Sabahları göbeğim erisin diye ………Ayaklarımı çevirdiğim ………Balondur işte Biz balonun yükselmesini, göze batmasını denedik miydi? diyoruz Hayır mı diyoruz? Sorma! Günün hiçbir saatinde bu kadar eğlenilmez Bir yumurta alanına giriyoruz Biraz da ekmek Karnımız doydu diye söylemiyorum Ben şu son günlerde ekmek yemeyi tuhaf buluyorum İnsanın ekmek yemesi var ya İşte onu Tuhaf buluyorum Ben. Sonra ben olmalıydım, eskimeyi hızlandırırdık Bir gemici vardı geçenlerde eskidi gitti Balıklar deniyordu, balığın gittiğini, çünkü sadece bir gidendi balık Bize gelince denizin gülmesiydi ayrıca Bay ‘’Konserve Taciri’’ için iyi tuzlanmalı o kadar Söylenir: çocuklar için de korkuya sığınmış bir çığlık. Kim demişti? Şu kadar bir lenger balığı için dünya kaygandır, Bir uyuşmadır tereyağlı ekmekle. ……….(Hiç unutmam bir gün kalabalığı deniyordum kendimde. Adında bolca ‘’Z’’ harfi geçen bir bankada görevliydim. Görevli de ……….ne? Bankanın canlı olan tarafıydım sanki. Ben bu değişimle büyür büyürken, işi fazlaca uzatmışım galiba. Mal sahibini az ……….ötede dikili buldum; giyinik, kurnaz, gülüşlü. Çık! çıkmam. Gel! gelmem. İç! içmem. Bak! bakmam. Sonunda:) Bana sen olmalıydın, kovulmalarımdan ötürü sığınacak Ama hep biz oluyoruz dünyada Biz Derinlik.
·
25 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.