Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Tarihi Kandilli Çam
Savcı Bey’in dibinde öldüğü (1287) çam ağacına, kendisi için civar halkı kandiller yakmayı adet edindiklerinden “Kandilliçam” adını almıştır. Bazı zamanlarda bu çam ağacında şule göründüğü, hatta bazı mübarek gecelerde bu ağaç üzerine kandiller gibi nur indiği rivayet edilmektedir.  Saru Batu Savcı Bey’in mezarının bulunduğu çam koruluk, orman kaçakçılarının şuursuzca kesimi neticesinde çok daralmış bunun üzerine 1930’da muhtar ve ihtiyar heyeti tarafından bütün köy halkına çam koruluktan kesim yapılmaması hususunda yemin ettirilmiştir. Yöre halkı bu koruluktan kesim yapmayı uğursuzluk olarak kabul etmektedir. Ancak Saru Batu Savcı Bey’in mezarı başındaki uluçam 1997 yılında orman kaçakçıları tarafından kesilmiştir. ❝ Osman Beğ, Harlak'a döneceklerle birlikte at binmeğe hazırlanırken, o İkizce ikindisini hatırlayışla karşıya, ulu çama baktı. Ve dondu: Çam pırıl pırıldı, dallarında, en azından otuz kandil yanıyordu. Yanındaki Gökçe bacı fısıldadı: - "Bu kandiller hep gecelerde yansın deriz, beğ." Domaniç Beli'nin son dönemecinde Osman Beğ, gem kasıp durdu; arkaya baktı: Artık iyice kararan İkizce vâdisinde çam yoktu. İkizce şehitlerinin nurlaşan ruhları vardı: Badem ağacı, ayaz vuramaz, don çekmez, solmaz, dökülmez çiçeklerini açmıştı. ❞
Osmancık
Osmancık
~
Tarık Buğra
Tarık Buğra
·
6 görüntüleme
Fahrule okurunun profil resmi
"Hey oğul, eyi bak ki, unutmayasın; orada, nurların altında emicen Savcı Beğ ve nice yiğit, nice bahadır, nice eren yatmaktadır. Eyi bak ki, unutmayasın ki, şehitlerin mezarına nur yağar."
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.