Holden Kitap, yayıncılık dünyamızın butik yayınevi diye tabir edilen, nitelikli kitap satan yayınevlerinden biri. Holden/Arayış, Holden/Modern ve Holden/ Yerli etiketleri altında yayımlıyorlar kitaplarını. Son olarak Holden/Kuytu etiketi altında da kitaplar yayımlamaya başlamışlar. Adından da anlaşılacağı üzere, kuytuda kalmış, değeri bilinmemiş ve unutulup gitmiş nitelikli kitapları yayımlamaya başlamışlar. Bu etiket altında yayımlanan ilk kitap Gemiden Düşen Adam. Herbert Clyde Lewis adlı Amerikan yazarın 1937 yılında yayımlanan ve dönemin koşullarından ve yayımlanan kitapların çokluğundan olsa gerek, hakkında çıkan eleştirilerden bir süre sonra unutulup gitmiş bir kitap Gemiden Düşen Adam. Holden Kitap’ın internet sitesinde bile Holden/Kuytu etiketi ve adı geçen kitap eklenmemişken ve yaygın satış başlamamışken Kitapyurdu’ndan aldığım kitabı bir solukta okudum ve hemen İvan İlyiç’in Ölümü ile Tatar Çölü arasında bir yerde konumlandırdım kitabı ya da başka bir deyişle onlarla bir tuttum. Kitaba harika bir önsöz yazılmış, romanın sonunda ise kuytuda kalmış ve unutulmuş kitabın bulunuşunu, Arjantin, İsrail, Hollanda daha sonra da İngiltere ve Amerika’da yayımlanışını, yazarın kısa bir hayat hikâyesi ile kitap hakkında değerlendirmenin yapıldığı “Herbert Clyde Lewis ve Gemi’den Düşen Adamın Kurtarılması” adlı bölüm izliyor. Kitabın konusu ise derli toplu verilmesi nedeniyle arka kapaktan almamda sorun olmaz sanırım. Şöyle veriliyor kitabın konusu: “Wall Street’te önemli bir bankacı olan Henry Preston Standish evli, iki çocuğu olan zengin bir adamdır. Ancak yaşadığı varoluşsal sorunlar onu evinden uzaklaşmaya, uzun bir seyahate çıkmaya zorlar. Böylece dünyayı gezmeye, seyahatini uzattıkça uzatmaya başlar. Honolulu’dan kalkan Arabella isimli gemiyle Panama’ya seyahat eder. Ancak yolculuk sırasında bir sabah, güvertenin arka kısmında denizi seyrederken ayağı kayar ve denize düşer. Kimse onun düştüğünü görmemiştir. Bir süre yüzüp gemiye yetişmeye çalışır, bağırır ama sesini duyuramaz.” Nihayetinde gelmişin geçmişin muhasebesini, yaşamını, evini, eşini, işini, çocuklarını, onları bir daha görmemenin nasıl bir şey olduğunu düşünür ve boğularak ölür. Gemiden Düşen Adam’ı okuma deneyimim çok keyifli ve acıydı. Edebiyat başka yaşamlarla özdeşleşerek, bizi olduğumuz konumdan alıp başka yerlere götürme ve başka yaşamlarla özdeşleşme sayılacağına göre Standish’in acı sonunun oldukça etkileyici olduğunu iddia edebilirim. Varoluşçu bir bakış açısıyla yazılmış roman, anlık bir boş bulunma sonucu her şey yolundayken uzaklara gitme düşüncesiyle kendini denizlere atan Standish’in içine düştüğü varoluşsal boşluğu oldukça gerçekçi ve etkileyici bir biçimde resmediyor. Evli ve mutlu, iki çocuklu, saygıdeğer, çocuklarını seven, kazancı yerinde, saygın bir muhitte oturan bir adam neden birdenbire başını alıp uzak diyarlara gitmek ister ve acı sonunu kendi eliyle hazırlar. İşte bu sorunun cevabını bilmek ya da en azından anlamaya çalışmak istiyorsanız Gemiden Düşen Adam’ı mutlaka okumalısınız.

Gemiden Düşen AdamHerbert Clyde Lewis · Holden Kitap · 202478 okunma

·

147 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Hasan Hüseyin AKKAŞ