Kitap teması ölüm etrafında dönen beş kısa öyküden oluşamaktadır. Toplumsal konumların ve ekonomik durumların insanların ve çevrelerindeki kişilerin ölümlerini nasıl şekillendirdiği bu öykülerde anlatılmaya çalışılmıştır. Kitabın ilk öyküsünde Emile Zola elli beş yaşındaki Kont de Vertueil’in ölümünü ele almıştır. Bahsedilen Kont, Paris’in en alımlı ve en güzel sarışını olarak bilinen kırk altı yaşındaki Kontes Mathilde de Vertueil ile evlidir. İkilinin kızları Blanche, danıştay üyesi olan yüksek bir devlet memuru Bussac ile evlenerek, sonradan teğmen olacak Roger adlı bir erkek çocuk doğurmuştur. Aynı evde yaşamalarına rağmen Kont ve Kontes toplumdaki konumları sebebiyle anlaşmalı bir iki yüzlülükle ayrı hayatlar yaşamaktadırlar. Sosyal statüleri sayesinde herhangi bir maddi kaygıları yoktur. Bu da onlara hayatta istedikleri role girme özgürlüğü vermiştir. Kont'un ölüm süreci de hayatındaki diğer her şey gibi sınıfsal durumlarına uygun bir şekilde sahte ve yapmacık olarak gelişerek sonuçkanır. Şaşaalı bir tören sonucunda, yapmacık üzüntülerde ve oldukça kalabalık bir topluluğun önünde Kont pahalı aile mezarlığında toprağa verilir. Kont toprağa verildikten sonra aile üyeleri arasında alt sınıflarda görüldüğü gibi miras kavgası falan olmaz. Kalan karakterler kendilerine düşen yapmacık rolü oynamaya devam ederler. Kontes, Kont toprağa verilirken yüzünde tatlı bir gülümsemeyle özgürlüğünü düşünüp pembe hayaller kurmaya başlamıştır bile. İkinci öyküde yüksek burjuvaziye ait olan dul bir kadının ölümü anlatılmaktadır. Bayan Guerard’a sekiz yıl önce kaybettiği sulh hakimi kocasından iki milyonluk bir servet kalmıştır. Bu serveti Bayan Guerard üç oğlu ile paylaşmıştır. Yıllar içinde mirasın kendilerine düşen kısmını çar çur eden çocukalr, bir süre sonra nnelerinin yanına sığınır. Bu süreçte ne anne oğullarına güvenir, ne de oğulları annelerine. Zaten oğullar annelerinin yakın zamanda ölmesini beklemektedirler. Anneleri ölünce korkulan kavga başlar ve para ölümü bile zehirleyerek kardeşlerin arasını sonsuza dek bozar. Üçüncü öyküde birlikte çok çalışarak sahip oldukları küçük bir kırtasiye dükkanını işleten Bay Rousseau ve karısı Adele anlatılmaktadır. Adele verem hastalığı sebebiyle ölmek üzeredir. Adele öldükten sonra Rousseau’yu asıl sersemleten şey, cenaze sebebiyle dükkan kapalı kaldığı için uğradığı ciro kaybıdır. Emile Zola diğer iki öyküde de tablo çizer gibi yalın bir dille ölümün toplumun farklı sınıflarında ne tür yankılar yaptığını okuyucusuna göstermeyi başarmştır.

Nasıl ÖlünürEmile Zola · Kızıl Panda Yayıncılık · 202315,3bin okunma

·

19 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Hekate