Gönderi

Büyük Rüyalar Cesur Yürekler İster... Anlamın damarlarına iniyorsak. Pişmiş kıssa yememeye alışacağız. Hepimiz kendi esmamızdan bir tutam katarak kıssa aşına. Yeniden yoğuracağız. Kendi âhengimizle kaynatacağız. Her âyet, ben yorumlayınca biraz daha tamamlanacak. Din kemâle erdi. Lakin nimet, ben ona kendiliğimden katınca tamam olacak. Âleme anlamını yine insan bulduracak. Öyleyse "Ben de oradaydım" dediğim ne varsa. Âdil şâhitliğimin zevkine vararak. Yeniden güzel-seyretmeyi denemeliyiz... Züleyha da Bir Aynaydı Yusuf-İnsan'a... Hep ayna temsili üzerinden anlatılmış Bütün güzel sevdalar… Bütün güzeller, gönül aynasını. Parlatmaya gelmiş bu aleme. Ayna cilalama sanatından ibaret. İnsanın yeryüzü macerası… Bunun için bütün "O ve Ben" hikayeleri aynı şeyi anlatmış: İnsanın kendinden kendine varış macerasını… Yusuf, Züleyha'daki kendini bulmak için düştü Kuyulara, pazarlara, zindanlara… Neydi anlacağı? Sevmek O'nunla ilgili değildir. Ben'inle ilgilidir. Benden bile bağımsızdır hatta. Yusuf'un öğreneceği buydu!. Önceki ve sonrakilerin bilgisinden sorumluydu. Yusuf da… Ve bir daha başladı Yusuf'un yolculuğu. Bu sefer Zülayha'ya… Kendi güzelliğini O'nda görmektir sevgi. O, sadece Sana, içinde var olan güzellikleri gösterendir… Buz kesmiş iç dünyanı ısıtacak, seni ayağa kaldıracak, seni pişirecek, onduracak, Bir o kadar da olduracak şeydir sevgi… En çok da kendini tanımanı sağlayacak kıymetlü nesnedir ışk… Peki… O kim mi diyorsun? O, Sana, Seni gösteren bir "ayna"dan özge bir şey değil… Hayallerin yıkıldı değil mi? Belki de aklın karıştı… Haksız sayılmazsın. Kıyasıya kendini tanımaya gidiyorsun; Kendine katlanmaya ve kendini sevmeye… Olsun o kadar değil mi? Züleyha'da kendini gördü Yusuf… Kıskançlığını, hoyratlığını, zalimliğini… Yalanı, iftirayı, fitneyi… Kendini Züleyha'da gördü Yusuf… O'nda bütün zaaflarını görmeye hazırlan… Kendi güzelliğini seyredinceye kadar, Hayatını O'na dayatmadan… Dayan O'ndaki Kendine… Bunu nasıl başaracağım mı diyorsun? Haklısın. Çoğu başaramadan gitmiş… "Benden başka bana dost yok Hayatım yıkık şimdi Bir cana hasret baktım Aynalar kırık şimdi Aynalar kırık şimdi… Şarkılara işlemiş anlaşılmamışlığın yazgısı... Lakin kim bilir belki de sana nasip olacak; Bu hem basit hem çok zor "ayna"lık sırrı. Anlamak… Bu, senin yegane azığın… O'nu anlamaktan korkma!.. O, Sana, çocukluğundan çıkarak geldi. Elinde yüzünde anlaşılmamaktan oluşmuş yaralar bereler, iç burkuntularıyla geldi. Senden öncesinden alamadığını, Senden almaya geldi. Bütün sığıntılığını unutup Sana yatıya kalmaya geldi. Sen, O'nun bugününe bağlandın. Oysa o koca bir dünü sırtlanarak sığındı Sana. O'nu sadece dinle… Sessizliğinin dilini çözerek dinle… Acısını içine çekerek dinle. İnsanlar hep biraradadır. Lakin beraber olanı azdır. Sadece anlaşılmışlık hissi, beraber eder insanı. Ber-a-ber… Yani gönül gönüle… İlk kez Züleyha'yla dokunuyordu Yusuf kendine. Kendi içinde bulduklarını, onunla anlamlandırması bundandı. Anlam yüklemeden anla O'nu. Kaybolmuş ruhundaki derinliği gör. "Yavrum yaren nerende?" diye sormadan anla. Kendini inkar ettiği her halin altında saklı o koca yareyi gör. Peki ya Sen kim misin? Sen bu masaldaki "ayna ayna güzel ayna" kısmısın... O'nu olduğu gibi kabul et. Ezmeden, üzmeden, değiştirmeden… Yargılamadan… Kabul et. Ettin mi? Ettin… Ettin mi? Ettin… Ettin mi? Ettin… O'nu, sormadan dinle. Kıta sahanlığına girmeden… Tersanelerini işgal etmeden dinle... O zaman ne mi olur? Sen, O'nda yok olursun. Bir ayna olursun O'na; kendini seyrettiği… Sen, O'nda yok olunca… Geriye yalnız O kalır… Doya doya seyreder kendini Sen'de… Senin kirpiğinin hareketi, O'nun en yalın hali olur. Kendinden vazgeçtiği ne varsa, bir bakışın ile tek tek çağırır hayatına… Senin O'nu olduğu gibi kabul edişinin hürmetine, kabullenir kendini yeni bir umutla. Yusuf'un bir Rabbi vardı. Züleyha onu bilmiyordu. Züleyha'nın bu bilgisizliğinde, Yusuf kendini seyrediyordu... Sen yok olunca… İşte o zaman olacak olan olur. Bir bağ oluşur görülmeyen aranızda… Minel kalbi ilel kalbi sebila… Senin O'na anlayış halinle ettiğin dualarla... Sonra O küçük dağları yaratan adam gider… Yerine... Sen'in tılsımlı aynanda, Kendi masumiyetini seyreden bir çocuk gelir… Neşeli mi neşeli… Sevecen mi sevecen.. Umutlu mu alabildiğine… Sonra ne mi olur? Sen çıkarsın aradan, kalır O'nu Yaradan… Sular büklüm büklüm bükülür. Muhaller mümkün olur… Ölüden diri doğar. Ve sonra sen o masum çocuğu, daha bir yargısız, daha bir kaygısız seversin. Sevince erir bütün buzullar... İki masum çocuk, hayata yeniden başlar el ele, gönül gönüle... Ve Yusuf da anladı ki. Seyrettiği kendi hikayesi… Züleyha sadece onun sevgine aynalık ediyor… "O"nu sevdikçe… Kendimi sevmeyi öğreniyormuşum'u. Anlıyor insan.. Sevgi'den yaratıldığını hatırlıyor. "O"na yakıştırdığı sevgiden. Kendini de mahrum bırakmamayı öğrendiğinde. Kamilen. Yetkin-insan oluyor! İnsan. Enbiya Geçidi Yusuf Fassı
·
113 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.