Gönderi

117 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 1 hours
bir kıvılcımdır her insanın kaderi
"Sevgilim, hiçbir şey söyleme, bırak düşsün bu sözcük sessizliğin içine uzun zaman avuçlarımda parlatılmış bir taş gibi hızlı ve gösterişli bir taş ki hayatımızın içine düşer gibi derin katettiği bu uzun yol olsa olsa uçurumla buluşmak için hani o sonu gelmez sessiz yolla zamandan önce buluşmak için ve bir korku doğar işitemeyince hiçbir su sesini uzaklardan hiçbir yere çarpmayınca vurmayınca duvardan duvara hiçbirşeye, sonuçta evren bir bekleyiştir yalnızca bende elini tutuyorum. yankılanması yok düşüşün, kulak verme beyhude yok hiç bir şey bir iç çekiş bile yok, bir ses bile düşer taş derinlere ve geçer karanlıkları arttıkça baş dönmesi dahada artar gecenin hızı kala kala fırlayıp gitmiş bir ağırlık kalır ve o belirsiz yitik şarkı kaçıp kurtulmuştur kaçırılmıştır yada yaralanmıştır dünya harikası belki aşkta öyledir çoktandır yada öyle değil hayır henüz aşk öyle değil ölçüsüz ve çekilmez mühletten başka bir şey değil kaçınılmaz bir azaptır o vahşice ertelenen bir taş yada bir yürek kusursuz birşey sonlanmış birşey ve canlı bununla birlikte daha az benziyor bir taşa düştükçe derinlere bu nasıl ters bir kuyu yırtıcı hayvan gölgesinin peşinden giderek yakalar kuşu taş ise bütün taşlar gibi bir taş yinede bıkar sonunda herşeyden dönüşür bir mezara bak neler oluyor yükseliyor gibi geliyor kuyunun başında bu bir çığlık değil çarpışma yada kırılma değil ama belli belirsiz ve fır fır dönüyor kararsız korkak solgun ve saf bir ışık bu derinlerden gelen çocuk masallarındaki bir yaratığa benzeyen kendimizden bir renk belkide sonuncusu. şimdi aniden başa gelen her şey yeniden olabilirmiş gibi şimdiden bulmuş çözümünü keza birisi içeri girmiş görülmeden ve çekmiş perdeleri ve taş devam ediyor düşmeye bir yıldız derinliğine biliyorum şimdi dünyaya neden geldiğimi anlatacaklar öykümü birgün o dolambaçlı serüveniyle ama olsa olsa bir kışkırtma bu bir aldatmaca sanki bir çiçek buketi gönderilmiş bir fakirhaneye bir akşamlığına artık biliyorum neden geldim bu dünyaya ve düşmeye devam ediyor bir taş nebülözlerin arasından yukarı neresiyse aşağı da orasıdır bu sıradan gökyüzünde söylediğim herşey tüm yaptıklarım öyle olduğumu sandığım halim yapraklar kuruyan yapraklar bırakmıyor hiçbirşey ağaca kollarının kımıltısından başka önümde uzanan kış mevsiminin amansız gerçekliği bir kıvılcımdır her insanın kaderi, her insan bir susineğidir sonuçta bende neyimki zaten bir insandan başka sevmiş olmaktandır gururum sevmekten yalnızca "
Elsa'ya Şiirler
Elsa'ya Şiirler
Louis Aragon
Louis Aragon
Elsa'ya Şiirler
Elsa'ya ŞiirlerLouis Aragon · Çekirdek Yayınevi · 2000245 okunma
·
78 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.