Pandora'nın Laneti: Yasak Kutunun Gizemi
Tanrıların öfkesi ve intikam ateşi ile yoğrulmuş bir hikayedir Pandora'nın laneti. Prometheus'un cüretkar ateşi çalması, Olimpos'un yüce sakinlerini derinden sarsmış, tanrıların gazabını körüklemiştir. Bu küstahlığa bir bedel ödetilmeliydi. Ve bu bedel, Pandora'nın masum ellerinde şekillenecekti.
Hephaistos'un usta ellerinden çıkan Pandora, topraktan bir heykeli andırıyordu. Tanrıçaların armağanları ile can bulan bu bedene, güzellik ve çekicilik bahşedilmişti. Lakin bu kusursuz güzelliğin altında, merak ve bilinmeyene karşı dizginlenemez bir arzu gizleniyordu.
Zeus'un emriyle, Pandora'ya gizemli bir kutu verildi. Bu kutunun içinde, insanlığın hayal bile edemeyeceği kötülükler saklıydı. Pandora'ya tek bir talimat verildi: Asla açma.
Fakat Pandora'nın yüreği, yasak kutunun gizemiyle yanıp tutuşuyordu. Merak duygusu her geçen gün daha da büyüyordu. Sonunda dayanamayarak, kutunun kapağını araladı. Ve o anda, cehennemin kapıları ardına kadar açıldı.
Kutudan bir fırtına gibi fırlayan kötülükler, tüm dünyayı kasıp kavurdu. Hastalıklar, savaşlar, açlık, kıskançlık, nefret ve daha niceleri insanlığın yakasını ele geçirdi. Pandora dehşete kapılmış bir şekilde kutuyu kapatmaya çalıştı, fakat nafile. Kötülükler bir kere salıverildikten sonra geri dönmek bilmiyordu.
Yalnızca kutunun dibinde bir şey kalmıştı: Umut. Küçücük bir kıvılcım gibi parıldıyordu karanlığın içinde. Pandora'nın yüreğinde ise pişmanlık ve utanç duygusu filizleniyordu.
Pandora'nın laneti, insanlığın sonsuza dek taşıyacağı bir yük haline geldi. Merak ve açgözlülüğün bedelini ağır bir şekilde ödemişlerdi. Fakat umut ışığı hala sönmemişti. Karanlığın en koyu anında bile, aydınlığa ulaşmak için bir şans vardı.
··
2 artı 1'leme
·12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.