Gönderi

Mutluluk
''Beşeriyet derin bir ah çekti ve 'Doğru, Doğru! Lütfen bana söyleyin, merhamet edin. Mademki, hayattan tiksiniyorum, ama onsuz da yapamıyorum, Öyleyse saadetin ne olduğunu bana siz söyleyin' dedi. O sırada başkan geldi. Meseleyi anladı ve oradakilere: 'Haydi bakalım, şu zavallının sorusunun cevabını verin!' buyurdu. Oradakilerin bazıları şu şekilde cevap verdiler: Hz. İbrahim, 'Saadet çalışıp kazanmak ve kazanılanları başkalarıyla paylaşmaktadır'; Hz. Musa, 'Saadet nefsi, Firavun'un tutkuları gibi tutkulardan kurtarmaktadır': Hz. Adem, 'Saadet şeytana uymamaktadır'; Konfüçyüs, 'Bir tencere pirinç pilavına bütün lezzetleri sığdırmaktadır': Platon, 'Daima yüce şeyleri düşünmektedir': Aristo, 'Mantık! İşte saadet!': Brahma, 'Saadet mi? Zannedilen şeyin aksidir': Hz. İsa, 'Saadet maziyi unutmak, içinde bulunulan anı iyi değerlendirmek, geleceği düşünmemekle mümkündür'; Lokman Hekim,İnsanlar bu kelimeyi bütün dertlerini bir sözle ifade etmek için icat etmişlerdir': Hz. Hızır, 'Saadet, tutkuların giremediği gönüllerde aniden görülen bir hayalettir' dedi. Sonunda Beşeriyet yorgun bir halde yere düşüp: -Oooff! Hangisi? Hangisi? diye söylendi kendi kendine. İşte o zaman Başkan ayağa kalktı ve Ey Beşeriyet! Saadet, hayatı olduğu gibi kabul edip, insana yüklediği yüklere razı olup, bunun daha iyi olması için gayret etmektir' dedi. O sırada Beşeriyet ayağa kalktı ve Alemlerin Övüncü Efendimiz! Beşeriyet'in dertlerini anlayan ve bunun ilacını bulan yalnızca sizsiniz!' dedi. " Aynalı Baba (Şehbenderzade Filibeli Ahmed Hilmi - A'mak-ı Hayal)
Sayfa 324Kitabı okudu
6 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.