Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

"hadi kızım, gel babana." diyerek kızına doğru ellerini hevesle açıp kapattı Ali. "Zorlama lan kızı." dedi yusuf. O da ileri eğilip Gökçen'e doğru kollarını uzattı. "Yusuf amcasına gelecek ilk Gökçen kızım." Ali yanına tüneyen Yusuf'a ters bir bakış attı. "Ne diye sana geliyor lan? Babası benim." "Ne olmuş?" dedi Yusuf keyifle sırıtarak. "Ben de amcayım. Bir yerde babası sayılırım." "O başka bu başkam. birader." dedi Ali. Hafifçe yana itti arkadaşını. "Çekil yana." Aynı şekilde Yusuf' da onu itti. "Ne çekileceğim oğlum? Asıl sen çekil. bana gelecek." "Lan yusuf!" diye yükseldi Ali. "Sende üç çocuk var abi. Bende bir tane. Bir çekilin sağımdan solumdan ilk bana gelsin. Aylardır bu anı bekliyordum ben." "Sen de yap o zaman üç tane oğlum." dedi Yusuf keyifle gülerek. "Tutan mı var?" Ali tam sırıyqcaktı ki içeri elinde yemrk tabakları ile Leyla girdi. "düşünme bilr Ali." dedi sadece. Sofraya tabakları koydu ve aynı ciddi ifadesi ile geri çıktı. Yusuf olduğu yere sinerken yüzünde keyifli bir gülümseme vardı. "İşin zor devrem." Ali dertli dertli başını aşağı yukarı salladı. Oysa 6 çocuk hayali vardı. Fena mı olurdu şöyle ortalıkta boncuk boncuk dolaşan bebeler? Ona göre tadından yenmezdi. Ama Leyla için Gökçen aşırı zor bir çocuktu. Huysuzdu. Sürekli ağlıyordu, uyumuyordu, kucaktan inmek istemiyordu, olur olmadık anlarda gelen ağlama nöbetlerini susturmak neredeyse zulümdü ve en önemlisi Ali olmadığı zamanlarda daha da huysuzdu. Ali bakışlarını koltuk yanına tutunmuş, yeni yeni çıkan dişleri ile koltuk yastığı kemirmeye çalışan 1 buçuk yaşlarındaki kızına çevirdi. "Biraz uslu olsaydın başımıza bunlar gelmezdi biliyorsun di mi maviş?" dedi umutsuzca Gökçen cevap olarak önde ve altta çıkan iki dişiyle neşeli bir kahkaha attı. Ali ve Yusuf ise anında güldü. "Fena bu fena." dedi Yusuf aynı keyifle. "Ay yiyimmm ben seni Gökçişşşş!" diyerek odaya Gülhan daldı. Peşinden Aslıhan. İkisi koşarak Gökçen'e yapışıp şapır şupur öpmeye başlayınca Gökçen daraldığını belirtmek adına kocaman bir çığlık attı. Yetmedi Gülhan'ın siyah saçlarına minik elleri ile yapışıp çekti. "Ahhh!" diye bağırdı Gülhan. "Bırakkkk! Babaaaa! Annneeee!" Aslıhan bu çığlığa kocaman bir kahkaha attı. "Daha kuvvetli çek cimcimeee. Daha kuvvetli." Gülhan bir yandan saçını kurtarmaya çalışırken birbyandan da ablasına vurmaya çalıştı ama Gökçen'in sıkı sıkı yapıştığı saçlarını kurtarmak biraz zordu. Gökçen bağırdı, Gülhan bağırdı, Aslıhan ise gülerek bağırdı. "Kızlar...Kızlar..." diyerek Yusuf araya girince Gülhan sustu. Gökçen ise halabir tık bağırıyordu. "Ama benim kızda saç biramadinbe Gökçen kız." dedi Yusuf yalandan bir sitem ile. "Bırakta kalanlarla idare etsin bari." Gökçen bağırmayı kesmişti ama saçı bırakmamıştı. "Ya baba..." diye sızladı Gülhan. "Bıraksın." "Mavişim." dedi Ali yavaşça yanlarına yaklaşarak. "Bırak bakim ablanın saçlarını." Gökçen bırakmadı. Daha çok çekti. Ortamda yine muazzam bir kaos patladı. Ali ve Yusuf ayırmaya çalışıyor, Gülhan ağlıyor, Gökçen ağlıyor, Aslıhan ise hala gülüyordu. Derken salona Murathan girdi. Ablasının boyu kadar olan okul çantasını takmış, hevesle geliyordu. "Baba bakkk!" diyerek salona daldı. "Okullu oldum." Ama Yusuf duymadı. Muazzam bir kaosla uğraşmaktaydı. Kızının saçını yolunmaktan kurtarmak... Murathan bir süre anlamsız kaosu boş boş bakarak izledi. Sonra ise sırtındaki çantayı çıkarmadan onlara doğru ilerleri. Ali amcası ve babasının arasına zorla girdi. Kaosun ne olduğunu anlamak için ortamı süzdü. Durumu görünce ise daha da ileri uzandı. "Pamuk..." dedi sakince. Ağlayan bütün bakışlar ona döndü. O ise yavaşça Pamuk'un eline uzandı. "Bırak onu. Gel iyun oynayalım." Gökçen'in ağlaması hafiflemişken yaşlı gözlerle öylece baktı Murathan'a. "Öyle diyince bırakmıyor oğlum. Dedik herha-" diyen Ali'nin sözü ise Gökçen'in anında Gülhan'ın saçlarından çözülen elleri ile boğazında asılı kaldı. Gülhan ışık hızında saçlarını kurtarmak adına geri çekilirken Gökçen dudak büzdü. "Mula mula..." dedi içli içli. Ali ise kurşun yemiş gibiydi. Yusuf kocaman bir kahkaha atarken Ali olduğu gibi yere çöktü. "Lan başka bir şey isteseydim keşke." dedi Yusuf hala hunharca gülerken. "Valla bana yürürse bu kadar keyiflenmezdim." "Sus." dedi Ali dişlerini sıka sıka. "Bak bu oğlun fazla gözüme batıyor Yusuf, sus!" Yusuf gülmeye devam etti. Derken içeri Leyla ve Neslişah'da ne oluyor diye girince Ali dertli, Yusuf en mutlu haliyle anlattı olayı. Murathan jse bu arada çoktan minik Gökçen'i kucaklamış odadan çıkıyordu. Küçüktü. Hem sırtında çanta hem kucağında Gökçen taşımak zordu. O yüzden ağırlıkları nedeni ile minik bir pırt yapmıştı. Ama kaos yüzündem kimse duymamıştı. Derken kucağındaki Gökçen'de görültülü bir pırt yapınca sırıttı. " Ne yapıyorsun kızzz!?" dedi minik bir kahkaha atarak. "pırt." dedi Gökçen sırıtarak. "Ben ne yaparsam sende mi yapacaksın Pamuk?" dedi Murathan. "Ayıp. Opmaz öyle. yanlışlıkla yaptım ben." Gökçen bir pıry daha yaptı. "Gökçen." dedi bu sefer ters ters. Odasına gidince yavaşça yere bıraktı. "Ayıp dedik ya! Yapma." Gökçen ise anında çok başka bir kanala geçmişti. Yere bırakıldığı an sürünerek Murathan'ın logolarına ilerledi. Sessizce oturup o da onunla beraber oynadı. Lego dizdiler, yapboz yaptılar, Gökçen yapboz parçalarını yemeye kalkınca götüne silleyi çaktı. Sonra ağlamasın diye başka bir oyun bulup dikkat dağıttı, susturdu. Dakikalar sonra anneleri yemek için çağırmaya geldiğinde ise Murathan'ı yerde, Gökçek'i ise onun sırtında yapışık bir şekilde halının üstünde her zamanki gibi beraber uyurken buldurlar...
·
64 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.