Gönderi

Conkbayırı, Türk askerinin eline geçtikten sonra düşman karadan ve denizden yönettiği seri ve kesif topçu ateşiyle Conkbayırı'nı cehenneme çevirir. Gökyüzünden şarapnel, demir parçaları yağmuru yağmaktadır. Büyük çapta deniz toplarının tam vuruşlu daneleri yerin içine girdikten sonra patlamakta, etrafta büyük lağımlar açmaktadır. Bütün Conkbayırı dumanlar ve ateşler içinde, etraf şehitler ve yaralılarla doludur. Atatürk muharebe meydanında cereyan eden durumu gözlerken bir şarapnel parçası göğsünün sağ tarafına çarpar. Cebinde bulunan saati parçalanır vücuduna nüfuz etmez. Yalnız derince bir kan lekesi bırakır. Atatürk elini birden göğsüne götürür. Etrafındakiler çok telaşlanırlar ve heyecan duyarlar. O ise soğukkanlılığını ve metanetini korur. Parmağını ağzına götürerek ve başını, kaşlarını yukarıya kaldırarak sakin ve hareketsiz olmaları için işaret yapar. Mustafa Kemal'in göğsündeki cebinde parçalanan saati, annesinin yâdigarı olan bir tarafı siyah menevişli demir bir saattir. Atatürk, okulunu bitirdiği gün annesinin armağan ettiği saati yıllardır göğüs cebinden eksik etmemiştir. Daha sonra 5. Ordu Kumandanı Müşir (Mareşal) Liman von Sanders'in Karargahında, Atatürk Fransızca olarak izahat verirken: "Bütün cephe üzerinde piyademiz Conkbayırı'na tırmanmaya çalışan düşmana benim işaretimle süngü hücumuna geçti ve düşmanı denize kadar sürdü. Bu esnada benim göğsüme bir mermi parçası isabet etti. Saatim karıldı. Bu saat benim canımı kurlardı. Müsaade ederseniz bugünkü muvaffakiyetin neticesi olarak bu saati size takdim edeyim" der ve parçalanmış saati çıkarır, Liman Von Sanders Paşa'ya verir. Liman Von Sanders Paşa heyecanlanır ve gözleri bulanır. Yürekten tebrik ve teşekkür ifadeleriyle Mustafa Kemal'in uzattığı saati alır ve ona karşı kendi altın saatini çıkarır ve: "Siz de benim pek büyük takdir ve tebriklerimin nişanesini ve büyük muvaffakiyetinizin hatırasını yad ettirecek olan şu saatimi kabul etmenizi rica ederim" der ve saati Mustafa Kemal'e verir. Daha sonralan Liman Von Sanders Paşanın Münih'te oturduğu zemin katındaki evine bir hırsız girer ve epey eşyası çalınır. İstiklal Savaşından sonra bu saat İnkılāp Müzesine konmak üzere Liman Von Sanders Paşa'nın ailesinden talep edilmiş, fakat bir hırsız tarafından çalındığı cevabı alındığından müzeye konması mümkün olmamıştır. Saatin daha sonra bir Amerikalı'nın eline geçtiği duyulmuş, İsviçreli bir saat firması yüksek bir fiyatla saati almak istemiş, fakat aratmasına rağmen bu-lunamamıştır.
Sayfa 134 - Güven KitabeviKitabı okudu
·
25 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.