Gönderi
Dikenler ve Güller Sarayı
Uzun zamandır okumak istediğim bir kitaptı ve alır almaz okumaya başladım. Kitabı tek kelimeyle anlatmak istesem galiba bu "MÜKEMMEL" olurdu. Aslında kitabın konusu açısından biraz endişeliydim. Ama okudukça bu endişelerimin yersiz olduğunu fark ettim. Çünkü konu gayet güzel işlenmişti.
Kitabın başları heyecanlıydı. Okurken aklımdan hep "acaba şimdi ne olacak?" sorusu geçiyordu. Haliyle de kitabı bir türlü bırakmak istemiyordum. Özellikle Feyre'nin karar aşamalarında kalbim yerinden çıkacak gibi oluyordu.
Kitabın başlarında çok fazla olay olmasına karşın kurgu ilerledikçe biraz durgunlaştı. Ortalarında neredeyse sıkıldım diyebilirim. Bir olay olmasını bekliyordum ama asla olmuyordu. Gündelik konuşmalar, klasikleşmiş cümleler, asla bitmeyen kısır döngüler. Açıkçası bunlar hevesimi kursağımda bırakmıştı. Neyseki bu durum çok uzun sürmedi ve kitap eskisinden daha hızlı bir şekilde devam etti.
Son kısımda neler olup bittiğini hatırlamıyorum. Tek hatırladığım ardı ardına çevrilen sayfalar ve nefesimi tuttuğum için kızarmış bir yüz. Tam umudumun bittiği yerde olayların bu hale gelmesi beni kalbimden vurmuştu. Kitabın bitmesine 100 sayfa kala zaten kendimden geçmiştim.
Kitap genel olarak beni tatmin etti. Gayet akıcıydı. Zaten kitabı elime aldığım gibi bitirdim. Kitabı okurken de bıraksam mı gibi bir düşünce aklımın ucundan dahi geçmedi. Şansım olsa kitabı unutup tekrar okumak isterim. O anları tekrar yaşamak... ortaları dediğim gibi biraz durgun olsa da bu kitabın geneline yansımamış. Ve kitabın güzelliğinden bir şey çalmamış. Başından sonuna kadar beni kendine bağlayan bir kitap oldu.
Benim tavsiyem gönül rahatlığıyla okuyabilirsiniz ben çok eğlendim okurken. (Özellikle fantastik seven okurların beğenebileceği bir kurgu. Ağır bir dili yok ve başlangıç kitabı sayılabilir.) Feyre'nin yaşadığı hayat, Tamlin'in vazgeçtiği şeyler, Lucien'in komik tavırları, Rhys'im...
Hepsi bende derin izler bıraktı ve bir süre bunları düşünerek uyuyacağım.
Ve bu kitabın başlangıç kitabı olduğunu da unutmamak lazım. İlk kitabında bu kadar olay olduysa serinin diğer kitaplarını düşünemiyorum bile. (Düşünürse heyecandan bayılabilir!)
Benim bahsetmek istediklerim bu kadardı. Kitabın konusundan veya karakterlerinden çok bahsetmek istemedim açıkçası. Fark ettiğiniz üzere daha çok kendi duygularım üzerinden konuştum. Çünkü anlatırsam büyüsü bozulacakmış gibi hissediyorum. Herkesin ömründe bir kez de olsa tatması gereken bir kitap.
Umarım size yardımcı olabilmişimdir. Sevgilerimle. -Saybl
··
1 plus 1
·40 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.