Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

“25 Temmuzda kızıma öfkelendim ve masadaki şu aletle (gösteriyor) kızımı dövdüm, şiddetle vuruyordum; bu kez biraz uzun sürdü, kendimde değildim, bilincimi yitirmiştim, gelişigüzel vuruyordum. ” Bu sonuncu dayak sırasında sopaların kırılıp kırılmadığını bilmiyor, tek hatırladığı, bu kez kızını uzun süreli dövdüğüydü. Aslında, bu ifadesine rağmen, baba soruşturmada kızına işkence yaptığı suçlamasını kabul etmemiş, 25 Temmuza kadar hep hafifçe cezalandırdığını söylemişti. Aklımdayken belirteyim, hafif ve ağır kavramı kişinin görüşüne kalmış bir meseledir: Yedi yaşındaki bir çocuğun yüzüne burnundan kan gelinceye kadar vurulması -bunu ne Kroneberg, ne de avukatı inkâr ediyor- şu ya da bu kişiye açıkça hafif ceza olarak gelebilir. Bununla ilgili Bay Spasoviç’in epeyce ilginç çılgınlıkları var, az buz değil hani. İşte örnek:   Duydunuz, dirsekteki izler kuşkuya yer yoktur ki dayak sırasında yalnızca elle tutulduğu için oluşmuştur... Kulak verin beyler: “Yalnızca elle tutulduğu için”miş! Morluklar oluştuğuna göre, demek ki iyi tutmuş! Gerçi Bay Spasoviç bu yapılanların hoş şeyler olduğunu ileri sürmüyor tabii, ama alın size bir mantık yürütme daha:   Bu cezanın olağanlıktan çıktığını söylüyorlar. Bizler olağan cezanın nasıl bir şey olduğunu belirleyebilseydik bu çok iyi bir tanımlama olurdu, ancak böyle bir tanımlama yoksa o zaman bunun olağandışı olduğunu söylemekte insan zorlanır, [Babanın uzun süre, bilinçsizce, istenci dıştnda dövdüğünü itiraf etmesinden sonra!!!] diyelim ki bu böyledir, ne anlama gelir peki? Bu, çoğu zaman çocuklara uygulanması olanaksız bir ceza biçimidir. Ama çocukların başına yine de olağanüstü olaylar gelebilir. Her gün uygulanan önlemlere benzemeyen ve normaline göre babanın daha sert önlemler alması gerektiği olağanüstü durumlarda, baba otoritesinin söz konusu olabileceğini ihtimal olarak görmüyor musunuz?   İşte, Spasoviç’in lütfedip kabullendiği şeyler bunlar. Bu acımasız dayağı, dolayısıyla, “normaline göre biraz sert önlemler” olarak görüyor sadece, ne var ki bu geri adım atışından bile pişmanlık duyuyor: Konuşmasının sonunda söylediklerinin hepsini geri alıyor ve şöyle diyor: “Baba mahkûm olacak, peki, hangi suçtan? Otoritesini kötü kullandığı için mi? ‘Bu otoritenin sınırı nerededir?’ Çocuğun bedenine zarar vermeden babanın hangi durumlarda ve ne kadar vurabileceğini kim belirleyecek?” Yani ayaklarını kırmadan demeye mi getiriyor, nedir? Ayağı kırmadıktan sonra her şey yapılabilir, demek istediği bu mudur? Bu sözlerinizde ciddi misiniz Bay Spasoviç? Şu baba otoritesinin sınırının nerede olduğunu ve “babanın hangi koşullarda ve ne kadar vurabileceğini” cidden bilmiyor musunuz? Eğer bilmiyorsanız, bu sınırın nerede olduğunu ben söyleyeyim! “Kusurlarına” rağmen (pekâlâ, başka yöntemlerle düzeltilebilecek kusurlardır bunlar) tümüyle sorumluluk duygusundan yoksun yedi yaşındaki bir kızı, evet, Bay Spasoviç, sizden de, bizden de, burada duruşma salonunda bulunan ve kızı handiyse yargılayan, ayıplayan herkesten de çok daha temiz ve günahsız, şu melek yüzlü varlığı, 9 üvez dallı “kırbaçla” dövmek olmaz diyorum; sıradan bir köylü kadını, bir yanaşmayı neredeyse çıldırtacak duruma getiren, “Babacığım, babacığım!” çığlıklarına aldırmadan tam on beş dakika dövmek ve nihayet babanın itirafına göre: “Uzun süre dövdüm, bilinçsizce, kendimde değildim, neresine denk gelirse!” demek olmaz Bay Spasoviç, istencim dışında demek olmaz, çünkü her öfkenin bir sınırı vardır; hele hele yedi yaşında, sorumluluk duygusu olmayan bir yavruya bir kuru erik için, şiş örgüsünü kırdığı için öfkelenmenin bir sınırı vardır! Evet, mahir avukat, her şeyin bir haddi hududu vardır; bunları belli bir niyetle söylediğinizi, sırf müvekkilinizi kurtarmak amacıyla tüm hünerinizi kullanarak yalan yollara başvurduğunuzu bilmeseydim o zaman sizin için bir de şunu eklerdim: her çeşit “heyecanın” ve avukatlık “duyarlılığının” da bir sınırı vardır ve bu sınır, bu denli çılgınlıklara varmamanızdır! Siz bu sınırı aştınız Bay Avukat, yazık ki siz, müvekkiliniz için kendinizi harcamışsınız, size yol yordam göstermek, hadden huduttan söz etme hakkım yok, ama bu büyük özverinize şaşıyorum sadece!
·
42 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.