Gönderi

Geceler uzun. Zaman usul.
Bazen burada öyle akşamlar olur ki, İstanbul'u sarhoş edene çanaktan o da gizlice yudum yudum içip sızar. Bazen burada öyle sabahlar olur ki, sanki şehrin üstünde meçhul alemlerden inen bir örtü vardır ve kim bu örtüye bürünecek olsa, o meçhul âleme doğru yükselecekmiş gibi olur. (Samiha Ayverdi) *** İstanbul... Üsküdar... Salacak sahili. İki katlı bir kahvehâne. Ahşap yapılı. Geniş saçaklı ve kiremit çatısıyla köşke benziyor. Alt katın ismi "divânhâne" üst katın ismi "cihânnümâ"... Leb-i deryâya bir bûse bu kahvehâne...Karşıda dünyanın en müstesna manzarası...Nefs-i İstanbul... (Vakt-i Garîbe Âlem-i Muhâl) *** Salacak sahili geliyor sonra aklıma. Elli yıl öncesi mesela. Sükûtun kabuğunu çatlatmamış henüz kalabalıklar. İkindi vaktinin şiiri sahile inmiş. Hep Üsküdar ve hep ikindi vakti vardır bu mısrada benimle birlikte. Yüreğim hiç şahit olmadığı bu hayal ikliminde patinaj çeker. (Vakt-i Garîbe Âlem-i Muhâl) *** Yazıyı yazmadan önce salacak ile ilgili notlarıma baktım. Ahmet Yüksek Özemre, Haluk Dursun, Beşir Ayvazoğlu, Samiha Ayverdi...Bir de kendi karalamalarım...Hepsini kaydetmek mümkün değil. Bir bölümünü aldım yukarı. *** Kitapta en çok Hoca Ali Rıza ile ilgili bölüm hoşuma gitti. Bir zamanlar Hoca Ali Rızanın bir resmine tutulmuştum. Denize dik açıyla inen bir sokak. Kaç zaman onu aradım durdum. Sanal bir Salacak! Ama bir o kadar da hakiki! Hoca Ali Rızanın, Süheyl Ünver'in Salacak'ı...Keşke Rum Mehmet Paşa Camii de olsaydı. Belki sınırları biraz aşıp Selimiye Camii...Biraz daha güncel haliyle Nevmekân... Yazar, Adalet Kulesine Cihannümâ ismini verip onunla konuşmuş Salacak hakkkında. Cihannümâ konusunda Reşat Ekrem Koçu'dan etkilenmiş sanırım. Kitaptan aklıma mıhlanan bir bölüm: Günler uzundur burada. Geceler uzun. Zaman usul.
··
61 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.