Gönderi

Vardım Münhal Makama
Tacı yok, sarayı çok; çökmüş münhal makama; Öğretmen ve doktor perişan bekler atama, Hakkımızı verin diye kalksalar kıyama; Adalet yok, yasa çok; çökmüş münhal makama. Muhalefet olmak inan ki büyük iktidar; Halkın gömleği geniş, giyenlerin kafa dar, Bir araya gelmişse üç-beş ayyaş,kafadar; Ayran yok, şampanya çok; girmiş münhal makama. Dağda mevzu bahis edelim bir Kürt sorunu; Çözüm mecliste diye düşünmesin sonunu, Çakalın önüne atalım halim koyunu; Adak yok, kurbanlık çok; dalmış münhal makama. Hani nerde kızıl elma ve de nizam-ı âlem; Fitne, fesat menbâı oldu sizde birkaç adem, Laiklik hem kaleniz sancağınızdı madem Turan yok, pusula çok; göçmüş münhal makama. Bırak halk kıvransın doğacak tekeden oğlak; Uzaya çıktık dünya köşe değil yuvarlak, Köşe oldu, keseyi doldurdu birkaç salak Kanat yok, ayağı çok; uçmuş münhal makama. Öztürk'üm halin arz etmeye vardı makama; Suratsızca altı yüz el yapıştı yakama, Derdi neymiş diyerek götürdüler makama; Derman yok, dert yoktan çok, vardım münhal makama. GUSSANÂK
·
93 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.