Gönderi

128 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 2 hours
ŞEYTANIN ÇIRAĞI-kitap yorumu
Japon edebiyatından okuduğum 2. eser oluyor kendisi. Yazardan d okuduğum ilk eser. Kitaba başlamadan önce hakkında hep çok güzel yorumlar olduğunu okumuştum ve bu yüzden de beklentim çok yüksekti. Beklentimi tamamen karşılayan bir eser oldu. Kitap 2 hikayeden oluşuyor. Şeytanın Çırağı ve Onları öldürdü mü? Şeytanın çırağının konusundan kısaca bahsedersem; Eizō Shimamura, çocukluk arkadaşı Tsuchida Hachiro’na mektup yazıyor. Eizō Shimamura sevgilisnin cinayetiyle suçlanmakta, anca aynı zamanda savcısı olan çocukluk arkadaşına yazdığı mektupta cinayeti reddetmektedir. Hatta bir adım daha öteye gider ve tüm suçları Tsuchida Hachiro’nin üzerine yıkar. Çünkü kendisine göre arkadaşlıkları sırasında Tsuchida Hachiro ile olan iletişimleri, Eizō Shimamura’nın bugünkü kişiliğini ve hayat felsefesini şekillendirmiştir. Eizo , Tsuchida'nın beynini yıkaması sonucunda şeytanın çırağına dönüştüğünü savunmaktadır. Şeytan da tsuchida'dır. Gençliklerinde ona kötülüğü öğreten , kanında giren bir şeytan olarak betimler onu. Eizo , hamile karısından nefret eder ve karısı ne kadar onu severse sevsin ondan uzaklaşmaya devam eder. Onu öldürmek ister. Bir yandan da çok sevdiği ve asla kavuşamadığı sevgilisi vardır. Kitap boyunca işlenen bir cinayetin , gerçekte cinayet olup olmadığını ve suçluyu bulmaya çalışıyoruz bu mektup sayesinde. Onları öldürdü mü? konusundan kısaca bahsedersem; Bir çift kendi evlerinde ölü bulunmuştur. Bu cinayeti kimin işlediği neredeyse tamamen kesindir, Otera Ichiro. Adam suçunu zaten itiraf etmiştir ve ölüm cezasına çarptırılmıştır. Ancak avukatı, Otera Ichiro öldükten sonra adamın hapiste yazdığı mektubu bulur. Otera Ichiro orada her şeyi anlatmıştır. Öldürülen çiftten Michiko'nun nasıl bir kadın olduğunu, kocasıyla aşk evliliği yapmadıklarını ve etrafındaki gençleri kendine büyülercesine aşık etmesinin üzerine bir dramın perde arkası ortaya çıkar bu mektupta. Cinayetin sorumlusu ve adalet sisteminin yanlışlığı ortaya koyulur. İki hikayede çok güzeldi. Gerçekten yazarın dili inanılmaz akıcı. 1 günde bitti eser resmen. Çok beğendim ve hızlıca okuyup bitirdim. Su gibi akıp gidiyor. Polisiye olduğu için de insan merak ediyor ve durduramıyor okumasını diyebilirim. Ayrıca özellikle 2. hikayede ürperdiğim sahneler oldu. Çok güzel ve etkileyiciydi. Her şeyden öte yazarın çok büyük bir psikoloji yansıtıcısı olduğunu düşünüyorum. Hikayelerdeki karakterler inanılmaz korkunçtu ve bu çok güzel yansıtılmıştı. İlk hikayede resmen Eizo karakterinden korktuğumu söyleyebilirim. Tam bir psikopattı ban kalırsa. Karısına olan anlamsız nefreti , sevgilisini sevdiğini söylelken ölmesine karşılık verdiği tepki aşırı ruhsuzdu ve korkunçtu. Kendini uyuşturması, kafasındaki iğren düşünceler ve özellikle karısına çektirdiği eziyetler korkunç ötesi gerçekçiydi. Yaptığı her şeyin sorumluluğunu da Tsuchida2ya atması bir tür rahatlama yöntemiydi. Kötülükle onu tanıştıranın o olduğunu iddia eder ve şeytan olduğunu söyler. Hikaye sonunda bu iddianın gerçekçiliğini bilemiyoruz ama bence böyle bile olsa yaptığı şeylerin ağırlığı inanılmazdı ve karakterinin kötülüğünü başkasına yüklemesi, beyninin küçükken yıkanması bir şeyi ifade etmiyordu. Evet tsuchida uyuşturucuya alıştırmış gibi olmuş Eizo2yu ve hep cinayetleri bilinç altına göndermiş gibi olmuş ama her şeyin sorumlusu olarak adlandırılması korkunçtu. Eizo'nun psikolojisinin korkunçluğu buradan anlaşılabilir. Tsuchida eğer doğruysa iddialar bir şeytan yaratmıştı aslında, çırak değil. Bu hikayeden çok etkilendim çünkü sonu , verdiği mesaj çok güzeldi. Beklemediğim şekilde bitti ve ters köşeyi garip bir mesajla birlikte yapmıştı yazar. Karısının zekiliği ve sevgilisinin aptallığı bende ilahi adalet deme isteği oluşturdu Eizo için çünkü planları tam tersi şekilde gerçekleşti. gizli güçler onun karakterinden intikam almış gibi hissettim. Çok etkileyici bir hikayeydi. 2. hikaye ise yine çok akıcıydı ama burada mesajdan çok olay heyecanı dikkatimi çekti. Hızlı okudum ve merak ettim. Burada da Otera'nın psikolojisi etkiledi beni. O da korkunç bir insan ve yaptıkları, sonrasındaki düşünceleri daha da korkunçtu. Onu da bu hala Michero getirmiş. İşleyişi ürerticiydi , özellikle gece okduuğum içinde böyle hissetmiş olabilirim. Genel olarak 2 hikaye de inanılmaz güzeldi ve çok güzel mesajlar içeriyordu. sadece polisiye diyip geçmemek lazım bu esere bence farklı anlamlar vermek istenen, karakter analizleriyle etkileyen aynı zaman da psikoloji analiziyle okuyucuyu şaşırtan bir eser. Kesinlikle japon edebiyatı okumak isteyen, henüz okumamış ama başlamak isteyenlere yada akıcı bir eser arayanlara, polisiye sevenlere tavsiye edeceğim bir eser. Polisiye sevmiyorsanız bile okumalısınız çünkü sadece polisiye demek haksızlık olur bu esere. Polise sevmeyenler bile inanılmaz psikolojik analizler bulabilirler ve çok beğenebilirler verilen mesajları. Daha önce okuduğum
Osamu Dazai
Osamu Dazai
'nin
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı Yitirirken
eserinden çok daha fazla sevdiğim bir japon edebiyatı kitabı oldu. Onu çok beğenmemiştim diye hatırlıyorum. Benim gibi onu okuyup japon edebiyatına küstüyseniz bu eser japon edebiyatı için size ilaç gibi gelecektir.
Şeytanın Çırağı
Şeytanın ÇırağıShiro Hamao · İthaki Yayınları · 20216.5k okunma
·
28 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.