Gönderi

İsimsiz Dağların Tanrısı
Dağlara sürgündür Kuray düzünden Göğün gergefini elleri dokur Kitapsızdır yaylaların yüzünden Ayı kandil eder dağları okur Odur yıldızları salan uykuma Rüya ırmağında çağlar gözleri Kirpiğinin uçlarıyla ufkuma Ebemkuşağını bağlar gözleri Bu adsız dağların yetimliğine Sıfatsız bir Avşar tanrılık eder Bıyıkları yosun, saçı reçine Ormanı yedekler dağları güder Kendine ait bir bulutu yoktur O kimsesiz bulutlara hediye Her bulutun gölgesine ıhlamur Diker gölge öksüz kalmasın diye Ne sırtında mühür, ne doğma nişan Güneş yanığı yüzünden tanırsın Ağır kağnısının yükü kehkeşan Islığında bütün uzaklar yakın Teşrifini haber vermez kahinler Ardıçlar, keklikler, yarpuzlar verir Gözenin, pınarın derdini dinler Meşe dalında nefesi ürperir Geceleyin kağnısını çekerek Yayla yollarını döşeyen odur Toprağa terinden düşer her çiçek Seher türküsünden güneş doğurur Ne bir dua bekler, ne adak ister Yeter ki kesmeyin Alınkavağı Şahan yuvasını bozmayın yeter Kirlenmesin dorukların duvağı Ağuşunu açıp kuzuya, kurda Her gün Ziyaret'te növbet vuracak İsimsiz dağların tanrısı burda Siz türküler söyledikçe, duracak. M. Bahadırhan Dinçaslan
·
46 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.