Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Milliyetimizin en temel unsuru dildir
Kur'an'ı Kerim'de toplumsal ve bireysel yönlü pek çok ayetler vardır. Kur'an'ın en önemli amaçlarından biri, toplumları dönüştürmek (Bakara/205) ve geliştirmektir. Ezilen sınıfları ortadan kaldırmak ve adaleti hakim kılmaktır (Bakara/11-208).. * Bireye yönelik ise, aklını kullanmasını ve eleştirel yaklaşımı doğruya varmada bir metot olarak sunar. (İbrahim Süresinde olduğu gibi) Aklı ve bedeniyle değer üreterek yaşadığı topluma faydalı olmasını ve kendisini sürekli canlı tutarak (İnşirâh/7) gelişmesini amaçlar. Bütün bunları yaparken de ahlaklı olmasını salık verir. * Ahlakî değer, insanı olgunluğa ulaştıran en temel unsurlardan biridir. Ahlak, tek başına yaşayan bir insanla ilgili değildir. Yani tek başına yaşayanın ahlaksız davranışları sınırlıdır. Genel yönüyle ahlak, toplumsal bir olgudur. * Birden fazla insanın bir araya gelerek, birlikte yaşayarak, iş yaparak, ortaklaşa değer üreterek kurdukları yapı içerisinde ortaya çıkar. O halde insan, yaşadığı toplumun yapısı içinde diğer insanlarla olan diyaloğuna göre iyi ya da kötü ahlak sahibi olur. * Ahlaklı, ahlaksız tabirleri, kişinin diğer insanlarla kurduğu münasebetler sonucu ortaya çıkar. * İnsanlar, bir millet içinde doğarlar ve bu milletin ortak değerleriyle toplumsallaşırlar. Bu durumda her insanın bir ailesi ve ortak millî değerlerini paylaştığı bir milleti vardır. Bizim milletimizin adı da Türk milletidir. Milliyet şuurumuzun geliştiği ve milletimize olan sorumluluklarımızı en üst düzeyde yerine getirdiğimiz oranda kâmil insan olma yolunda ilerleriz . * Milliyetsiz kişi, everensel insan, dünya vatandaşı olamaz. * Rum Suresi 22. Ayette: “Gökleri ve yeri yaratması, dillerinizin ve renklerinizin değişik olması O’nun varlığının delillerinden dir. Doğrusu bunlarda bilenler için ders vardır.” denilerek, Yüce Allah, dil ile milleti, renk ile de ırkı anlatmaktadır. Dillerimizin farklı olması ile insanların topluluklar içinde yaratıldığı belirtilmekte, dillerimizin çeşitliliğini ibret olarak görmemizi emretmektedir. * İbrahim Suresinin 4. Ayetinde ise: “Biz her gönderdiğimiz peygamberi ancak bulunduğu kavminin diliyle gönderdik ki, onlara iyice açıklasın…” deniliyor... * Yüce Allah, kendilerine apaçık anlatılabilsin diye, gönderdiği her peygamberi kendi milletinin dili ile gönderdiğini açıklıyor. Gönderilen her peygamber, içinde bulunduğu toplumun diliyle, Tanrı buyruklarını iletmişler. Yüce Allah’ın tercih ve övgüsüne uygun belirtilmiş bir dil yoktur. Her milletin kendine özgü bir dili vardır. Her dil, kendi konuşanlarına güzeldir... * Hz. Peygamberimiz: “Kişi kavmini sevmekle suçlanamaz. * Kavminin efendisi kavmine hizmet edendir.” demiştir. * Hz. İsa Peygamber ise: “Kendini anlatmak isteyenler hitap ettikleri insanın dili ile konuşmalıdır” demektedir. * Demekki dil, hem dinî hem de millî'dir. Dili korumamız ve geliştirmemiz ise dini bir vazifedir. Bu dili koruyup geliştirecek olanlar da, o dilin mensupları olan toplumlar ve milletlerdir. * Emperyalist Batı, içerdeki işbirlikçileri ile Türk milletinin millî kimliğini, millet adını, Türk adını silmek için olağanüstü bir çaba sarf etmekte, Türk millet kimliği ayaklar altına alınmakta, Türk milletinin Türk milleti adını kullanması neredeyse suç sayılmakta, ırkçılık olarak telakki edilmekte. Bu milletin başına “Türk” ifadesi gelmeyecekmiş, sadece millet diyecekmişiz... * Peki bu, ne milleti, bu milletin özel adı ne ? Millet bir cins ismidir, bu cins isimlerin bir de özel adları olur. Mesela kuş bir cins ismidir, leylek de kuş cinsinin özel bir türüdür. Millet de cins ismidir. Türk milleti de bu millet cinsinin özel bir türüdür. * Birilerine göre biz sadece milletmişiz. Ne milleti diye sorarlarsa ne diyeceğiz “Biz Türk milleti filan değiliz, bizi leylekler getirdi” mi diyeceğiz. * Türk Tasavvuf edebiyatının en önemli isimlerinden Hoca Ahmet Yesevî bu bağlamda milliyet bilinci oldukça kuvvetli olan Müslüman bir Türk bilgesi'dir... * Yesevî hikmetlerini sade ve öz Türkçe ile söyleyerek Türk milliyetine en büyük hizmeti yapmıştır... Milliyetin en temel unsuru dildir. Zira tarihimizin değişik dönemlerinde Türkçeden utanarak ya da Türkçeyi küçümseyerek, horlayarak ve aşağılayarak Farsça ve Arapça eser veren şairler ve âlimler olmuştur... * Yesevî hikmetlerinde Türkçe bilincini şöyle ortaya koyuyor “Sevmiyorlar bilginler Sizin Türkçe dilini Bilgelerden işitsen Açar gönül ilini * Ayet hadis anlamı Türkçe olsa duyarlar Anlamını bilenler Başı eğip uyarlar * Miskin zayıf Hoca Ahmed Yedi atana rahmet Fars dilini bilir de Sevip söyler Türkçeyi” * Pirî Türkistan Ahmet Yesevi
·
32 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.