Bitki biyolojisini ayrıntılı çalıştığım şu sıralar bir yandan da bu kitabı okumaya başlamıştım. Çalışmalarımı keyifli bir dille desteklemiş oldu. Tropizma, Nasti gibi temel bitkisel tepkileri biraz romantize ederek, aynı zamanda insan vücudu ile özdeşim kurarak anlatmış yazar. Bitkilerin gördükleri, kokladıkları, bildikleri gibi sinir sistemi gerektiren davranışları, sinir sistemi olmayan hatta taşıma sistemi dışında herhangi bir sistemi olmayan bitkilere atfetmiş ve bunu yaparken aslında mecazi olarak bu kelimeleri kullandığını da belirtmiş. Temelde bitkilerdeki bu durumlar, feromon, ışık, sarsıntı, bitkisel hormonlar, osmotik basınç/turgor basıncı gibi fiziksel ve kimyasal etkilere karşı oluşturulan tepkilerdir. Yani bitkilerde sinirsel bir algılama yoktur. Ancak kitapta bitkileri duyuları
varmış gibi tasvir eden alegorik bir anlatım mevcut.
Kaynak olması açısından kitapta ele alınan bazı temel kavramlar şunlar:
Fototropizma
Fotoperiyodizm
Bitkisel hormonlar (Etilen, Oksin, Giberellin)
Nasti
Osmotik basınç ve turgor basıncı
TCH genleri
Gravitropizm ve statolitler
Sirkumnutasyon
Epigenetik etkisi
Ancak derinine inenler bilir ki bitkilerin dünyası bu kitapta ele alınandan çok daha büyülü ve hayranlık verici.
Gözlemlediğim kadarıyla biyologların uzmanlık alanı seçmeleri gerektiğinde çoğunlukla zoolojiyi tercih ettiklerini; araştırmaların daha zorlu olduğu botanik alanında çalışan uzmanların daha az sayıda olduğunu söyleyebilirim. Bu da bitki biyolojisinin epeyce ciddi bir alan olmasının ve bitkilerin her ne kadar evrimsel süreçte insan ile ortak genleri barındırsa da bambaşka bir dünya olduğunun kanıtı olabilir.
Kitapta bitki biyolojisinin yanı sıra Darwin başta olmak üzere birçok araştırmacının izlediği bilimsel süreçlerden bahsedilmesi bilimin doğasının da anlaşılmasına kaynak oluşturabilir.
Ek olarak birkaç not:
Bitkilerle konuşmazsak, onlarla ilgilenmezsek bize küsüp solduklarını düşünüyorsanız, maalesef bitkilerin sese tepkileri yok :)
Bitkiler onlara dokunduğumuzu fark ederler mi?
-Evet ancak bundan hoşlanmazlar, dokunmanın etkisiyle oluşacak metabolik dengesizlik büyümelerini aksatabilir.
Ağaçlar birbirleriyle konuşurlar mı?
- Konuşma kelimesini kullanmak bence yanlış ancak bilinç içermeyen bir iletişim denilebilir. Bitkinin bir kısmında kurtlanma/yaralanma olduğunda salgılanan bazı maddeler aracılığıyla yakındaki diğer sağlıklı bitkilerin
kurtlanmaya karşı kendini korumaya alması şeklinde bir mekanizma evrimsel süreçte kazanılmış.
Avokadolarımızı olgunlaştırmak için yanına olgun bir muz neden koyuyoruz?
-Gaz formundaki tek hormon olan Etilen meyve olgunlaşmasını sağlıyor ve olgunlaşmış meyvelerden bolca salgılanıyor. Böylece olgunlaşmış meyvelerin yanındaki meyveler de bu gaz ile olgunlaşmaya başlıyor. Aynı ağaç üzerinde gerçekleşen meyve olgunlaşması dalgasının açıklaması da bu.