Gönderi

336 syf.
·
Not rated
Nazar Bekiroğlu'nun İsimle Ateş Arasında kitabı tarihi roman şeklinde tanımlanabilir.. Kalemine âşina bir okur olarak söylemeliyim ki yazar bu romanında adeta kelimeleri kalemle dans ettirmiş. Roman baştan sona kadar edebi dilin ve ağdalı ifadelerin örneği ile dolu... Edebi dilin akışını ağır bulanlar kitabı sıkıcı bulabilir..Ki ben edebi dili sevmeme rağmen uzun bir sürede okudum diyebilirim.. Kitabın konusu ağırlıklı olarak Yeniçeri'nin kurulmasıyla yıkılması arasında geçen değişimin ve dönüşümün hikayesini anlatıyor..Bazen yeniçeri ocağının gözünden, bazen dönemin padişahının gözünden, bazen roman kahramanının gözünden..Ama her göz kendi penceresinden ve kendi anlam hikâyesinden bakarak anlatıyor.. Bir de aşk var tabi... Bir aşk acısıyla ,sabrıyla, kavuşmasıyla, ayrılığıyla, sessizliğiyle, söyledikleriyle nasıl anlatılırsa öyle anlatmış..Bir aşk kelimeden ateşe nasıl evrilmişse kalbi de öylece ateşe atmış kalemiyle.. Her cümlesi Mecnun olmuş da muhatabına Leylâ''yım dedirtememiş ama.. Esame defterine düşülmüş bir isimle başlatmış da ateşle bitmesine engel olamamış... Bir yangından arta kalan İstanbul'un matemle bayram arasında kalınan bir gününde kelimeleri kokladım bir nebze Filbâhri kokusu duyabilmek için. İşte böyle şeyler yaptırıyor okura.. Nihâde, tütsü ve buhur dükkanında flu bir karekter olarak kalırken ,Mansur'un kalbi aşkın her haliyle satır satır okurun kalbine sirayet ediyor.. Şuracığa Mansur'un kalbinden bir ses bırakayım: "Akşamın kısacık vaktinde,şahitlik eden parmağıma batıp da zor şartlarda aldığım abdestimi bozan gülün dikenini sever gibi sevdim onu. Sonra, vaktin çıkmasına çok az kala yeniden bulduğum bir suyu sever gibi..."
İsimle Ateş Arasında
İsimle Ateş ArasındaNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 20212,866 okunma
·
38 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.