Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Sınavda Çıkmayacak Sorular
teşekkür ediyorlar, çok yaşıyorlar, işe geç kalmıyorlar çeyrek altını önemsiyorlar, küresel ısınmayı ve beş çaylarını ortadoğu’yu ihtiyaç halinde seviyorlar, gökdelenleri her haliyle eve geç gelmeyi borsaya bağlıyorlar, geriye kalanları astrolojiye “konuşan tartı”lardan korkmuyorlar bir de, -ben bazen korkuyorum- artis diyorlar erken ölenlere bir akşamüstü her yer kalabalık her yer kalabalık, üzgünüz yeteri kadar ve rimbaud mahkemelerde sanık sırayla ölüyor kumbarası kırılmış çocuklar, tez konusu bile değiller içinde ortadoğu geçmeyince şiir de olmuyor, bir şeyler kahrolsun! -işgal edilmiştir inandığımız tüm çiçekler! stratejik bir aşk yaşıyorum devlet görmesin, keşişleri hemen soboleyin bu saklambaç bizden uzak, kavimler göçü konumuz değil, seni seviyorum! ideolojiler söylüyorum dünya kurtarmak isteyenlere ve çok rüya görüyorum insanı anlamakla meşgulüz, üstelik görünürde hiç ipucu da yok ben bazen korkuyorum, annem duruyor hemen kalbime beni hep yanlış öldürüyorlar anne diyesim geliyor sonra cihad geliyor aklıma, cihad’ı çok seviyorum -ama bunları coğrafi keşiflerle açıklayamam- çocuğu okula yazdırıyorlar, merkez sağ’ı ve dedikoduyu çok seviyorlar üniter yapı diyorlar, uluslararası toplum, en az iki yabancı dil minareler gölde ediyor, başka ihsan da istiyorlar akşam ezanında eve giriyoruz, üzgünüz yani gereği kadar demokraside ısrar ediyorlar bir de, ben rahatça ölsek diyorum. yemeklerden sonra pişman oluyorlar, kravat takıyorlar, az seviyorlar aşık olamıyorlar, çok şişmanlıyorlar ve hiç gülmüyorlar -manavlar da şiire inansın diye kırmızıydı belki elmalar- elmalar deyince aklıma annem geliyor ve taksitli sancılar bir yanağın elma oluşunu, devrik cümlelerle düşünüyorum… -sigortalı bir işe girmeden âşık olunmuyor- Güven Adıgüzel
··
1 artı 1'leme
·
518 görüntüleme
pârsekci okurunun profil resmi
- Dedim insan - Dedim, kendine dargın yürümektir insan Yürüyorum diye yolda kalmamış sananların arasından Yarım deyince aklına ilk elma gelenlerin Başıma ve ayaklarıma adın kadar taş düşürürken Kendime hiç, sana çok baktığım bir yanılgıdan Geldim ve buradayım. Farz edelim, buradayım diyebilecek kadar yürüdüm dünyada Sen farzet, bir sokak kadar haklı, bir anne gibi sessiz kırıldım. Yanıma biraz kapı, biraz evde yok Yanıma biraz hiç kimse alıp Adından bozma bir yeminle döndüğüm şaşkınlıktan Geldim ve Buradayım. Dedim, belki de yolda kalmış bir şeydir insan. Kaldığım yerden bir daha kalıp İnandığın bir trenden bahsederken sana Unutmak yerlerini geçmiştik dünyanın ‘’ Şehrin en masum yanı ‘’ diye başlayan konuşmalar - ki buraya gözyaşlarını da alabilirdim aslında Sesime çarpan yüzün, odayı ortalayan gülüş İçerde biz, dışarda ben ve sen; Farz edelim, bir treni kaçırmak kadar kaldım yolda. Ayağımda git ve dön Aklımda sen ve biz Aklımda, ölü doğmuş iki çocuğun cesediyle döndüğüm yoldan Geldim ve Buradayım Dedim, kendine eksik başkasına külfet yaşamaktır insan. Belki de papatya sonuçlarına göre sevmeliydim ikimizi Ya da mantığın kahveye değdiği o son nokta.. hafızandan oluşan kamburum, -ki buraya en çok gülüşünü alabilirdim aslında O patik, o tül, o yazma; Farzedelim, bir söz tutulmamak için de verilir Sen farzet ki bunu yanlış anladığın kadar aramızdan çıkmadı dünya Gözümde fer ve 'siz Gönlümde sen diye çıkıp tam ortasında kaldığım dünyadan Geldim ve Buradayım Dedim, kimsenin sahiplenmediği bir yanlıştır insan. Kuşları kafes sayısına göre , sözleri gece 3'ten sonra nöbetler eşliğinde infilak eden dünyayı Bu dargınlıktan yanlış yanlış yürüdüm. Gözünü seveyim , farzet ki anneme söylediğim yalanlar kadar O evden dişleri dökük çıktı şansım. O bulvar hala kırmızın, güzel. O söz hala yüzüksüz, güzel. O ismi neydi şimdi unuttum dediğin kamburumla gelsem de şimdi; Elin yanlış, tutmak hiçinci şahıs ve burası burada değil. Dedim, kır’k kere geldim ve kır’k kere de burası burada değildi Dedim öyledir, kırk kere söylense de olmaz bir şeydir insan.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.