Bilinç akışı tekniğiyle yazılan roman,sade dili sayesinde okuyucuya kendisini okutturmayı başarıyor.Gereksiz betimlemelere yer vermeden karakteri anlamamızı kolaylaştıran bu yazı dilinde, kitabı bir solukta bitirebiliyor insan.Romandaki geriye dönüş teknikleri ustaca uygulanmış ve karakterin hayatı hakkında ufak fikirlere sahip olmamız sağlanmış.Karakterlerin hayatımızın içinden olması bize aslında onları tanıyormuş hissi veriyor ve bu sayede kitapla daha kolay bağ kurabilmemizi sağlıyor. Romanın insanın içinde uyandırdığı duygulara gelecek olursak eğer kişinin kendi içindeki çatışmaları yeri geldiği zaman merhamete yeri geldiği zaman nefrete dönüşür.Bunu hepimiz çok iyi biliyoruz.Kitabımızın karakteri,bunu bize her satırda tekrar ve tekrar hatırlatıyor.Karakterimiz geçmişi nedeniyle iç dünyasında ciddi sorunları olan ve kendine sürekli olarak haksızlık eden birisi.Bu haksızlığı ve nefreti toplu taşımada kendisine bir koltuğu layık görmemesinden rahatça anlayabiliyoruz. Hemen hemen tüm kitapta iç dünyasını gördüğümüz karakterimizin kendisine ve dünyaya olan bakış açısını da çözmek çok da zor değil.Bu nedenle kitapta olaylar kendi akışında ilerlerken birden karşımıza serüvenini merak ettiğimiz kahramanlar çıkıyor. Bu eserde herkesin kendinden parçalar ve kendisiyle yaptığı kavgaları bulabileceğini düşünüyorum. İnsanlığın en büyük gerçeği ve ortak noktası olan ölüm ve terk edilme gibi gerçek hayatın acı gerçekleri romantikleştirilmeden tüm acısıyla tokat gibi suratınıza çarpıyor. Bir satırdan binlerce anlam çıkaracağınız cümleler ve basit gibi gözüken ama okuyan kişinin içinde asla basitleştiremediği olaylarla dolu olan bu romanda yazarın iç dünyasını da açıkça görüyoruz.Yazar,her satırda bize kendisini açıyor aslında. Kendinizi,çevrenizi ve insanlığı göreceğiniz bu kitapta;bölümlerini okurken her şeyin sebebi olan zamanın, ilacımız olmasını umduğumuz ve küçük insansı dertlere özendiğimiz dönemlere dönüyor insan. Herkesin hayatından ve duygularından gelmiş bir kitap.Sonuçta hepimizin hayatında Ademler,Naciler ve Zilli Türkanlar yok mu?

Hiçlik ya da Her ŞeyTuğba Saydam · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık · 2024108 okunma

··

12 artı 1'leme

·

567 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Alara Karaman