Attan indirdiler eşeğe bindirdiler, Eşekten indim dört kolluya bindim
2- (1.Paragraf: Genel Bilgi, 2.Paragraf: Özet, 3.Paragraf: Eleştiri, 4.Paragraf: Sonuç)
Orijinal ismi "geschicte eines untergang" olan kitabımızda Stefan Zweig, yaşadığı zamanlarda Fransa'da ciddi nüfuz sahibi olan soylu bir kadının yaptığı usulsüzlüklerin kral tarafından öğrenilmesi sonucunda sürgüne gönderilmesiyle başlıyor.
(SPOILER) Başlarda kadın düştüğü durumla barışık yaşamaya çalışsa da sürgün hayatının saray hayatından düşük olmasını ve eski ihtişamının kaybolmasını hazmedemiyor. Dönmek için yaptığı hamleler kifayetsiz kalırken bu sıkıcı hayatını biraz olsun canlandırmak için geçici eğlencelerin peşinde koşuyor ama nafile, bir türlü alışamıyor saraydan uzak kalmaya. En son sürgüne katlanamayacağına kanaat getirince kendine bir ölüm kehaneti hazırlıyor, Fransa'da ses getirmesini umarak canına kast ediyor. Ama bu yaptığı ne kralın umrunda oldu ne de bir başkasının.
Ana karakter sarayda işleri karıştırıyor ve halkın da tepkisini çekiyor, ne kadar ülkesine büyük hizmetlerde bulunsa da herkes yaptıklarının bedelini ödemeli. Saraydan sürülüyor karakter ama sürüldüğü yer bir malikane ve emrine amade uşakları var ancak daha iyilerine alışınca insan elindekilerin de kıymetini bilemiyor. Ana karakter'in şımarık ve kaprisli hali malikanede de herkesi kendinden soğutuyor. En sonunda da bu şımarıklığı kendi sonunu getiriyor.
Kitap başarılı bir psikanaliz olmuş, ana karakteri asalak bir hayalperest teyze olarak hatırlayacağım. İnsanın en büyük sermayesinin kendi olduğunu unutmayalım ne düşünürsek onu yapar neyi yaparsak da o kişiye dönüşürüz. O yüzden kendinize yatırım yapabildiğiniz kadar yapın, birilerine muhtaç olmadan varolun.
// İnsanın en büyük sermayesinin kendi olduğunu unutmayalım ne düşünürsek onu yapar neyi yaparsak da o kişiye dönüşürüz.
//Daha iyilerine alışınca insan elindekilerin de kıymetini bilemiyor.
//Kendinize yatırım yapabildiğiniz kadar yapın, birilerine muhtaç olmadan varolun