C. Fırat İzgi / Fücur
Bazen insan sessizliğe sığınır. Yaşadıklarını anlatarak yükünü hafifletmek daha zor gelir. Osho'nun dediği gibi “Dinleyeni olmadığından değil, anlayanı olmadığından sessizleşir insan”. Kitabımızda da karakterlerin sessizlik içindeki haykırışlarına tanık olacağız. Aile, evlilik ve sevgi kavramlarının insanlar üzerindeki farklılıklarına ayna tutacak, yaşanan bir hikayenin seneler içinde ana karakterlerimize neler yaşattığını okuyacaksınız.
Bir cinayetle başlıyor hikayemiz. Ali adında genç bir çocuğun, yaşlı bir adam olan Celal'i hiç bir pişmanlık duymadan üç kurşunla öldürmesi ve sonunda tamamen sessizliğe gömülmesi. Yaşanılanları kimi zaman Ali'nin aldığı bir koku sayesinde yaptığı geçmişe yolculuğundan kimi zaman da karakterlerin anlattığı hatıralarından öğreniyoruz.
Ali'nin kendisi hakkında öğrendiği bir gerçek nedeniyle hissettiği acıyı, yalnızlığı ve çaresizliği siz de hissedeceksiniz. Empati yapmakta zorlandığınız ve kader deyip geçemeyeceğiniz olayların, gerçek hayatta da yaşanıyor olduğunu bilmek kanınızı donduracak. Ali'nin kendini bulma yolculuğunda tanışacağınız Beyza ile tüm taşlar yerine oturacak ve gerçekler tokat gibi acıtacak.
Fücur, “ahlak düşüklüğü" anlamına geliyor. Bu kitaba çok yakışan bir isim olmuş. Kitabı okurken, yıllar arasında geçişler olmasına rağmen hiç bir kopukluk veya anlam karmaşası yaşamıyorsunuz. Yazarın çok akıcı ve etkileyici bir kalemi var. Kitabın gelirinin neden kadın sığınma evlerine bağışlandığını, okuduktan sonra çok daha iyi anlayacaksınız. Bu düşüncesi ve duyarlılığı açısından da yazarımıza ayrıca teşekkür ederim.
Keyifli okumalar…