Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

144 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Merhaba canlar... @pamukokumalar etkinliklerinden #şubattabilimkurgu okumaları için seçimim #iralevin kaleminden #stepfordkadınları ndan yana oldu. Akıcı anlatımıyla, kusursuzluğun korkunçluğunu ele alışındaki farklılığıyla, keşke daha uzun olsaydı' hissiyatı yaşatan, paranoya ve feministlik arasında gidip gelen bir okuma oldu. Son sayfayı çevirdiğinde 'devamı olmalıydı' demekten kendimi alamadım. Burası Stepford kasabası. Zamanın unuttuğu bir kasaba... Başarılı insanların, mutlu ailelerin, hallerinden son derece memnun erkeklerin ve onların güzel, çekici, saygılı eşlerinin yaşadığı, sessiz, sakin cennetten bir yer... Böyle anlatılınca insan imrenmiyor değil aslında. Şimdi gelin biraz derinine inelim. İnsanlar başarılı çünkü sürekli çalışıyorlar. Aileler mutlu, çünkü kavga gürültü yok tartışmıyorlar bile. Erkekler hallerinden memnun çünkü evlerinde hem bakımlı ve çekici, hem eşlerinden ve ev işleri dışında gözleri hiçbir şeyi görmeyen kadınları var. Sessiz sakin, çünkü kadınların katıldığı hiçbir sosyal aktivite yok, hatta komşulukları bile yok, çünkü temizlik ve alışveriş yapmaktan hiç vakitleri kalmıyor. Yok bu bana yetmedi, biraz daha inelim. Kasabada kurulan Erkekler Kulubü haricinde toplanılacak başka bir yer yok,tabi ki kadınlar buraya katılamıyor, orada ne yapıldığı tam bir muamma. Gerçek olan şu ki kasabaya taşınan kadınlar dört ay içerisinde benliklerini yitiriyor, ev işleri haricinde hiçbir şeye ilgi duymuyor, durmadan temizlik yapıp kocalarını memnun etmeye çalışıyor. Daha önce aktif bir çalışma hayatı olan kadınlar bile dört ay içinde tam bir değişim yaşıyor. Tıpkı Kadın Haklarını sonuna kadar savunan, kendini çeşitli alanlarda geliştirmiş olan, hobileri bulunan Joanna gibi. Peki, herkesin fazla mutlu olduğu bu yerde kadınların robotlaşmaya başladığını düşünürseniz bu paronayaklı mı olur, yoksa abartır mıyız? Bu kusursuzluğun ardında, ırkçılık, kadın erkek ayrımcılığı, statü farkı ve cinsiyetçilik size göz kırpıyor. Bilimkurgu kısmı sanırım okuyucuya bırakılmış. Çünkü buraya kadar feminist bir roman olarak adlandırabiliriz. Erkekler Kulübü nün faaliyetleri neticesinde çeşitli kimyasallarla kadınlar uyuşturuluyor ya da robotlaştırılıyorsa o zaman bilimkurguya evrilmiş olur. Çünkü kadınlar bu müthiş değişimi, eşleriyle geçirdikleri başbaşa bir haftasonu tatilinden sonra yaşıyor. Tabi ki kasabaya gelen her erkek bu kulübe üye yapılıyor. Kısacası ucu açık bitti diyebilirim. Joanna'ya ne oldu bilmiyorum. Direnişi sonucu nasıl o değişimi yaşadı bilmiyorum. Şayet düşündüğüm gibi okuyucuya bırakıldıysa ben bu işi bilimkurgudan distopyaya hatta gerilime kadar götürürüm. Okuyan ve 'bence işin aslı bu' diyebilecek olan varsa fikrinizi de öğrenmek isterim. Keyifli okumalarınız daim olsun... Kitapla kalın...
Stepford Kadınları
Stepford KadınlarıIra Levin · İthaki Yayınları · 2022779 okunma
·
52 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.