Merhaba, bugün sizlere Sarı Kapı kitabının yorumu ile geldim. Her haftaya bir öykü kitabı rutini artık Bu seferki öyküler içerisinde mitolojiyi de barındırıyordu ki @cisemarslaan bu türde bir roman yazmalı diyorum, oldukça başarılıydı İçerisinde 7 öykü barındıran kitap Hermesa'nın hikayesi ile başlıyor. Babasının ve annesinin sadece abisine kıymet verdiği, kadınları iffetsiz olarak suçlayıp kendilerine kurban etmeleri.. Ama benimde adımın geçtiği hikaye Sultan ise fazlasıyla üzdü beni.. Kamil Bey' in yanından ayırmadığı, kendi canından bile çok sevdiği köpeğini oğlunun istememesi yüzünden zalimce öldürmesi Böyle bir şeyi şu an bile yaşıyor olmamız.. Bir adamın her şeyi unutmuş olması, bir diğer öyküde aşkından deli ilan etmeleri.. "Hatırlamak, korkudur. Hatırlamak, dehşettir. Hatırlamak, cezadır." Diğer mitolojik öykü ise Kehanet.. Bu öykü kurgu olsa da gerçeği andıran bir tat da olmuş diyebilirim Epephania Krallığı'nın tek varisi prens Maurice.. Tahta kendisinin çıkması için babasını öldürmesi gerekiyordur ama saf kan birine ihtiyaç vardır. Kendi hırsları yüzünden alacağı kaç can vardır? Sarı kapı ise kitaba ismini veren öykü.. Buraya kitaptan bir kısım bırakıyorum cevabını sizlerle düşünelim, tartışalım "Herkesin kendi sarı kapısı vardı kafasının içinde. Düşündüğü, düşünemediği ve hatta sakladığı bir kapı. Kilidi olmadığından girilmeye korkulan kapı.. Ne belliydi sarı kapının arkasına saklanan ama ağrıların insanı dağıtmayacağı?" Her bir öyküyü severek okudum, sade ve akıcı bir dil ile yazılmış Sizlerin de bu öykülerle yolunuzun kesişmesini isterim Kitapla ve sevgiyle kalın

Sarı KapıÇisem Arslan · Mahal Edebiyat · 20245 okunma

·

61 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Su