Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

192 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Kitap, sosyolojik inceleme olarak kabul edilebilir. Toplumların anımsamasına daha çok törenler yönünden bakmaktadır. Yazar bu teorisini şöyle sunmuştur: "Savım şudur: Toplumsal bellek diye bir şey varsa, onu, anma törenlerinde bulabiliriz" Eser, ilk olarak Fransız İhtilalini ve totaliter rejimlerin toplum hafızasını geriye yönelik silmeye çalışmasını ifade eder. Totaliter rejimler, geçmiş sistemlerin izlerini; sistemin fikrini taşıyan insanları elemine ederek yok etme eğilimindedir. Bu konuda Aleksandr Soljenitsin'in ismi zikredilse de, hayatının ve sürgün yıllarının da anlatılmasını beklerdim. Kitapta, toplumsal bellek örneği olarak dinler, dinsel metinler bilhassa haçlılara da değinilmiş; Haçlıların, İsrail devletinin kuruluşu ile alakalı olarak, proto-Siyonist olarak tanımlanabileceği ifade edilmiştir. Bence ilginç bir iddiadır. İslam, İsevi ve Yahudi inançlarındaki törensel -belki de ritüel denilebilir- uygulamalar incelenmiştir. Yazar, "On dokuzuncu yüzyıl boyunca, şiddete başvurulan her kalkışmayı, 1789'da başlayan akımın bir uzantısı olarak yorumlamak, genel eğilim olmuştur" Gibi önermelerle, toplumsal anımsamanın devamı niteliğinde olduğunu iddia ettiği savlar öne sürmektedir. Yazar, doğal olarak bireysel anımsama konusuna da girmiştir, psikanaliz bilhassa Freud açısından konuya dahil olmuştur. Kısaca "aktarım kuramı" ndan bahsetmiştir. Bireysel anımsamayı ise üç kategoride incelemiştir: "kişisel bellek," "bilişsel bellek" ve "alışkanlık belleği". Devam eden bölümlerde lisan, sinema, jest (mimik) ve yemek kültürü'nden konuya bağlantılar oluşturulmaya çalışılmıştır. Toplumsal anımsamada yazara göre; sinema tiyatrodan daha etkindir. Konula bağıntılı gösterilen bir başka etmen ise soy/soyluluk durumudur. Kısaca ifade etmek gerekirse: "...sahip olunan şeyin bir başka açısından bakıldığında, o şeyin elde edildiği geçmiş bağlamından bağımsız olmadığı görülür." Denmektedir. Soylulara ait tarihsel nesnelerin, toplumun anımsaması ve tarihsel geçmişe dair önemli bir yeri olduğu ileri sürülmüştür. Eseri retorik olarak başarısız bulduğumu söylemeliyim. Cümleler arasında pek akıcılık yok. Konular arası geçişler ise ani sıçramalar yapılarak gerçekleştiği için, metne kendinizi bırakamıyorsunuz, tüm dikkatinizi toplayarak esere yönelmeniz gerekiyor. Yorucu bir eser. Keyifli okumalar dilerim.
Toplumlar Nasıl Anımsar?
Toplumlar Nasıl Anımsar?Paul Connerton · Ayrıntı Yayınevi · 201471 okunma
·
152 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.