Gönderi

412 syf.
·
Not rated
·
Read in 22 days
Biyoteknolojik çalışmalarla üstün ırk oluşturulabilir mi ?
Einstein gibi gelişmiş zekaya sahip bilim adamlarının ortaya çıkışı sağlanabilir. Bitkilerde ve hayvanlardaki bazların dizilişinin anlaşılması ve genlerin saptanmasıyla da daha verimli ırklar elde edebiliriz. Bunlar daha sonrada ticari olarak yetiştirilerek gerek aile gerekse ülke ekonomisine katkılar sağlayabilir. Normalde 100 kg. elma veren bir elma ağacından, iyileştirmeyle 500 kg. elma alındığını, bir tavuktan haftada 25 yumurta alındığını, bir süt ineğinden günde 100 kg. süt alındığını, çok güçlü atların yetiştirildiğini, hatta daha da ileriye giderek insanların angarya işlerini gören ve günümüzdekine göre daha ileri zekalı maymunların yetiştirdiğini, tarlalara zarar veren böceklerin genleriyle oynanarak onların zararsız hale getirildiğini düşünün. Ancak şimdiye kadar bahsettiklerimiz hep iyimser düşüncelerdir. Bilim adamları bu genlerle inceleme yaparlarken mutant canlılar meydana gelebilir. Söz gelişi daha uzun boylu insanlar, daha saldırgan, daha savaşçı olan ve sadece belirli emirlere uyan mutant insanlar meydana gelebilir. Bu çalışmaların kötü niyetli kişilerce, kötü maksatlara alet edilmesi dünyada kaosa neden olabilir. Dev fareler, daha da zararlı ve büyük böcekler, başka başka çeşitli zararlı kalıtsal hastalıklarda görülebilir. Bunların bazıları çoğu kez filmlere konu olmuştur. fakat bu tip olaylarda olasıdır. Yukarıda bahsedilen bu olayların tümüyle biyoteknolojik ve genetik mühendisliği ilgilenmektedir. Böylece, biyolojik yapının yada bir işleyişin, geniş çaptaki sanayi üretiminde kullanılması ve bunlardan yarar sağlanması girişimleri biyoteknoloji bilimini ortaya çıkarmıştır. Gelecekte, temel hak ve özgürlüklerden, tüm toplumsal ilişkilere kadar her dalda biyoteknolojiden yararlanmak mümkün olacaktır. Bu bilime yetersince önem vermeyen ülkeler kısa zamanda çağın gerisinde kalacaklardır. Önceleri, kalıtsal materyalin rastgele değişimlerinin arasında amaca uygun olanlar deneme yanılma yoluyla seçiliyordu. Ancak 1950`li ve daha sonraki yıllarda DNA ve işlevi aydınlanınca biyoteknolojik uygulamalar, plânlanmış ve bir amaca yönelik olarak yapılmaya başlanmıştır. 1980`li yıllarda, kalıtsal dizilimin üzerinde ayrıntılı inceleme yapmak, DNA`daki baz sırasının bir kısmını değiştirmek bir kısım bazları çıkarmak yada DNA`ya yeni bir baz dizilişleri eklemek olanağı, yeni geliştirilen teknikler sayesinde mümkün olmuştur. O halde biyoteknoloji tanım olarak, mikroorganizmaların, hücrelerin ve doku kültürlerinin ve bunların çeşitli kısımlarının teknik uygulama potansiyelinden yararlanmak amacıyla biyokimya, mikrobiyoloji ve mühendislik bilimlerinin birleşik bir uygulamasıdır. Biyoteknoloji diziplinli bir çalışmadır. Biyoteknolojinin özellikleri aşağıdaki gibi şematize edilebilir. Büyoteknoloji ve genetik mühendisliği çoğu kez aynı anlamda kullanılmasına karşın; genetik mühendisliği genetik materyaldeki çeşitlendirmeleri ve değişiklikleri ifade ederken, biyoteknoloji, biyolojik bir sistemin yada yapının endüstriyel boyutta kullanılması yoluyla üretim anlamına gelir. Bir başka anlatımla biyoteknoloji, genetik mühendisliği, yöntemlerini araç olarak kullanan bir teknolojidir. ABD'de Purenetics adlı şirket zenginlere istedikleri genetik özelliklere sahip bebekler satıyor! Müşteriler tarafından ödenen 750 bin doların 250 bini şirkete kalıyor. – ABD’de bir şirket, sadece ‘üstün genlere’sahip kişilerden aldığı yumurta ve spermleri, normal fiyatın yaklaşık yüz katına satıyor. Zenginler için hizmet verdiğini belirten şirketin uygulamaları, Nazi döneminde saf ırk oluşturmayı hedefleyen ‘öjeni’ uygulamalarını hatırlatıyor. Kendini ‘küresel doğurganlık ajansı’olarak tanımlayan bir şirket,müşterilerine ‘dünyanın en iyi donörlerinden’ sperm ve yumurta sağladığını iddia ediyor. Hizmet bedeli 750 bin dolar olan ajans genetik ve üremeyle alakalı etik tartışmalara sebep oldu. Aralık 2016’da hizmet vermeye başlayan ‘Purenetics’adlı şirket, zengin müşterilerine istedikleri genetik özelliklere sahip bebek ‘satın almalarına’ imkan veriyor. 750 BİN DOLARIN 250 BİNİ FİRMAYA GİDİYOR ‘Genetik olarak arzu edilen’ donörler, kan grubu, göz rengi, ırk ve hatta IQ seviyeleri gibi bilgilerini 6 dolar karşılığında online bir form doldurarak kuruma bildiriyor. Müşteriler ise sadece donörlere ait veri tabanına ulaşabilmek için 10 bin dolar ödemek zorunda. Eğer alım yapmaya karar verirlerse de bu hizmet karşılığında ödedikleri 750 bin doların 500 bini donöre, 250 bini ise firmaya gidiyor. Geçen seneye kadar yumurta bağışına yapılabilecek maksimum ödeme 10 bin dolarla sınırlıydı, şimdi de ortalama bir sperm bağışı 35 ila 50 dolar arasında bir kazanç sağlamakta. ‘Purenetics’ ise kendini elit tabakaya hitap eden bir doğurganlık servisi olarak pazarlıyor. Ajansın, “Tüm insanlar eşit yaratılmamıştır” sloganı da kamuoyunda büyük tepkilere sebep oldu. 20’inci Yüzyıl başlarında ABD’de ve Hitler döneminde Almanya’da uygulanan, genetik olarak arzu edilmeyen insanların kısırlaştırılmasını ve iyi özellikle sahip insanların çoğaltılmasını savunan ‘öjeni’ hareketi örnek gösterilerek şimdiki uygulamanın da etik olarak farklı olmadığı vurgulandı. Purenetics şirketinin ‘Bütün insanlar eşit yaratılmamıştır’ sloganı da bu anlamda dikkat çekici. (Kaynak: Karar) İnsan genetiğini değiştirmeye yönelik ilk çalışma geçen yıl Çin'de yapılmıştı. Çin'deki bilim insanları, bir kan hastalığını ortadan kaldırmak için insan embriyoları üzerinde çalışma yaptıklarını açıklamışlardı. Bu çalışma başarıya ulaşamadı, ancak bazı hastalıklara yol açan genlerin DNA'dan çıkarılması yoluyla gelecek kuşakların daha sağlıklı olmasını sağlamak konusunu gündeme taşıdı. İnsan embriyolarının gen yapısını değiştirme yolundaki çalışmalar, ileride 'isteğe göre bebek üretmekte kullanılabileceği' gerekçesiyle eleştirilere uğruyor. ·
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens
Hayvanlardan Tanrılara: SapiensYuval Noah Harari · Kolektif Kitap · 201943 okunma
·
199 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.