Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

160 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
“Sihir” kulağa ne kadar büyülü geliyor demii. İnsan bu kelimeyi duyunca onunla her sorunu halledebilirim bütün zorlukları aşabilirim problem falan kalmaz hayatımda diye düşünüyor. Ama işte o öyle olmuyormuş. Cadılar ve büyücüler sihir yapabilseler bile onların da hayatlarında sihirle halledemeyecekleri problemleri, sorunları olabiliyormuş. İşte bu noktada Ozan Beedle’ın Hikâyelerinin önemi ortaya çıkıyor. Çünkü o hikâyelerinde sihrin dertleri iyileştirdiği kadar derde de sebep olacağını çok güzel alt metinlerle anlatmış. Bu yüzden aileler, cadılar ve büyücülerle Beedle’ı oldukça küçük yaşlarda tanıştırmaya özen gösteriyorlar. Profesör Dumbledore’un da dediği gibi birçok ebeveyn çocuklarına uyumadan önce Beedle’ın hikâyelerini anlatıyor ki sihrin tek çözüm olmadığını veya onunda yetersiz kaldığı noktalar olduğunu anlayabilsinler. Mesela ölüm gibi… Dumbledore’un Babbıtty Rabbıtty ve Kıkırdayan Kütüğü Hikâyesinde ki notlarına baktığımız zaman o “Çoğumuz sihrin ölüleri geri getiremeyeceğini ilk kez bu hikâye ile keşfettik. Küçük çocuklar olarak annelerimizle ve babalarımızın ölü sıçanlarımızı ve kedilerimizi asalarını bir kez sallayarak diriltebileceğinden emin olduğumuz için, bizim açımızdan büyük hayal kırıklığı ve şok oldu bu.” demiş ve şöyle devam etmiştir “Beedle'ın bu hikâyeyi yazmasından beri neredeyse altı yüzyıl geçtiği ve biz sevdiklerimizin varlıklarının devam ettiği yanılsamasını sürdürmek için sayısız yöntem bulduğumuz halde, büyücüler ölüm bir kez meydana geldikten sonra beden ile ruhu yeniden bir araya getirmenin bir yöntemini hala bulamadılar.” Bu not bize büyücü bile olsak hayatta ki bazı şeylerin yine de üstesinden gelemeyeceğimizi gösteriyor. Ben burada hikâyelerden sadece birini ele alarak ölüm konusundan bahsetsem de genel olarak hikâyelere baktığımızda büyücülere ve cadılara ders niteliğinde anekdotlar sunduğunu onlara güçlerini zalimlik ve kötü amaçlar için kullanmamalarını kullanırlarsa da başlarına gerçekten kötü şeyler gelebileceğini öğütlemiş ve bunu çok eğlenceli bir dille okuyucuya aktarmıştır. Aslında seride Ozan Beedle’ın Hikâyeleri ile Dumbledore’un ölümünün ardından vasiyeti açıklanırken karşılaşıyoruz. Hepimizin de hatırlayacağı gibi Profesör, Ozan Beedle’ın Hikayeleri kitabını Hermione Granger’a bırakmış ve ona “Dilerim bu kitabı çok eğlenceli ve eğitici bulur” demiştir. Bunun ardında geçen yıllarda dönemin Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu müdiresi Profesör Minerva McGonagall, büyük bir iyi niyet göstererek Profesör Dumbledore’un notlarını Hermione Granger’ın masallardan yaptığı yeni çeviride yayımlamasına müsaade etmiştir. Bence hepimiz eminiz ki Profesör Dumbledore da böyle olmasını isterdi. Ayrıca yazarımız biz Muggleları da düşünerek yer yer Dumbledore’un notlarına açıklamalar eklemiştir. Rowling’in bize sunduğu bu harika, büyülü dünyadan hikâyeler okumak ve dersler çıkarmak çok güzeldi. Bu noktada ben eseri bizim Dede Korkut hikâyelerimize benzettim. Aslında ikisi de kötülüğe kötülükle cevap verilmemesi gerektiğini kötü niyetli insanların, canlıların eninde sonunda yine kötülükle karşılaşacaklarından bahsediyor. Yazarımızın ek kitaplar ile bize bu dünyayı daha fazla tanıtması gerçekten çok güzel. ♡ Neyse benim heyecanımı bir kenara bırakırsak İllüstratör Chris Riddell o kadar harika bir iş orta çıkartmış ki anlatamam. Onun sayesinde eserin anlatım dilinde olan eğlence ve muziplik görsel bir şölene dönüşmüş. Bu da okuyucuyu resmen eserin içerisine hapsediyor. Bu hikâyeleri okurken içimden “Keşke bende küçük bir cadı olsaydım ve ailem her gece bana bu hikâyeleri anlatsaydı” diye geçirdim. Eminim eseri okuyan birçok kişi de aynı şeyi düşünecektir. Bu yüzden her geceye bir hikayeee ^^
Ozan Beedle'ın Hikayeleri Resimli Özel Baskı
Ozan Beedle'ın Hikayeleri Resimli Özel BaskıJ. K. Rowling (Robert Galbraith) · Yapı Kredi Yayınları · 20184,877 okunma
·
1 artı 1'leme
·
268 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.