Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

447 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
“Ben buradaki insanlar gibiyim, köksüz, tutunacak bir yeri olmayan bir insanım.” Öncelikle, bir kitabı okumadan önce bütün önyargılarımızdan sıyrılıp okursak daha çok verim alabileceğimiz ve yaşadığımız serüvenden daha çok keyif alabileceğimiz düşüncesindeyim. Düşüncelerimizin dışında cümlelerle ya da söylemlerle karşılaştığımızda zaman zaman aşırı tepkiler verebiliyor ve kitabı gözden çıkarabiliyoruz. Ben kendimde şöyle bir değişim gözlemledim bir kaç yıldır, sanırım artık bu kitabın yazarı benim gibi düşünmüyor diyerek kitabı çöpe atmaktan ziyade olayların ya da durumların etkisinde kaybolup keyif almaya bakıyorum. Ha etkilenmezsem o da farklı bir durum. Bir çok faktör var, okuduğun dönem, okurken içinde bulunduğun mod etkileyebiliyor o kitapla ilgili düşüncelerini. Dört tane ev var. Bu evlerde yaşayan dört farklı insan. Birinde Iraklı göçmen bir aile var, Sakianlar diye geçiyor. Karı koca, iki çocuklu bir çift, Sima ve Moşe. Bir diğer evde öğrenci bir çift var. Birbirlerini çok sevmelerine rağmen bir şeyler var yolunda gitmeyen. Amir ve Noa isimleri. Üçüncü evde ise abisini askeri bir saldırıda yitiren küçük bir çocuk var ismi Yotam. Dördüncü evde ise ki beni Yotam’ın hikayesinden daha çok etkileyen biri var, Sadık. Doğduğu toprakları daha çocukken terk etmek zorunda kalan bir Arap. Bu dört evden dört tane hasret hikayesi okuyoruz. Hepsinin ağzından okuyoruz özlemlerini. Başarılı bir ilk roman. İsrail edebiyatına ait bu romanı okurken acaba objektif bir şekilde yazılmış mıdır diye tereddüt etsem de hiç öyle olmadı. Kitabı ilk @ipekdadakcı nın sayfasında görmüştüm. Konusu bir hayli ilgimi çekmişti fakat bir sorun vardı. Kitap en son 2013 yılında basılmıştı ve basımı yoktu. Ama doğum günümde gelen bir paket beni hiç bu kadar mutlu edemezdi. Artık kitap canlı kanlı elimdeydi, aldığım en özel hediye olabilir Neyse kitaba dönecek olursak, farklı bir tarzda yazılmış, belli bir anlatıcıya bağlı kalmamış ve her anlatıcı aslında roman kahramanlarından bir tanesi. Oldukça ilginç. Çünkü yazar sana şu kişi anlatıyor demiyor. Anlatan kişinin kim olduğunu saptamak sana düşüyor. Zor gibi görünebilir ama bir yerden sonra o kadar keyifli oluyor ki anlatamam. Sıra dışı ve güzeldi. E biraz da yaralayıcı. Malum orta doğu gerçekleri ve orda yaşam. Farklı etnik kökenler ve farklı özlemler. Yaşadığın yere, ailene, sevgiliye, bir abiye özlem. Dört farklı hane, dört farklı özlem. Tadı damağımda kaldı açıkçası. Önyargılarınız olmadan, farklı bir şeyler okumak istiyorsanız tavsiyemdir. Ama köşeleriniz varsa, o coğrafyaya ve edebiyata karşı anti düşünceleriniz varsa ona da saygı duyuyorum. Ben farklı coğrafyalardan farklı edebiyatlardan eserler okumayı sevdiğim için rahatsız edecek bir şeye rastlamadım. Okumak isteyecek olanlara keyifli okumalar diliyorum. Sevgiler #alıntı “Ülkenin her yeri böyle, her yer ölüm dolu, her yerde insana ölümü hatırlatan şeyler var.” Dört Ev Hep Hasret, Eşkol Nevo
Dört Ev Hep Hasret
Dört Ev Hep HasretEşkol Nevo · Can Yayınları · 201322 okunma
·
45 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.