Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

328 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 günde okudu
Meksika Gotiği
“İnsan yüzlerce farklı fikre varabilirdi ama bunlardan biri illa gerçek olacak değildi.” “Seninle canavarların, hayaletlerin sadece kitaplarda olduğunu düşünürdük, oysa gerçekten varlar, biliyor muydun?” “Önceki gecenin korkuları dinmişti şimdi, geriye kalan tek şey hayal kırıklığının damakta bıraktığı tattı.” “Rüya, rüyayı görenden ibarettir” “Herkes bir gölge taşır” “Ses yayılır” 1950’lilerin Meksika’sında geçen hikâyede bir gün ana karakterimiz Naomi kuzeni Catalina’dan bir mektup alır. Evlendiğinden beri ailesini hiç görmeye gelmemiş kuzeni, mektubunda yaşadığı evde bir sorun olduğunu, sesler duyduğunu söyler ve Naomi’den onu kurtarması için yardım ister. Naomi babası tarafından Catalina’yı kontrol etmek üzere, katıldığı şaşalı baloları, aşığını, rahat ve konforlu hayatını geride bırakıp uzaklara, bir dağın tepesinde çürümeye bırakılmış kasvetli ve karanlık Doruk Mevki’ne yollanır. Fakat işler hiç de Naomi’nin umduğu gibi gitmez. Bu gizemli evde gerçekten bir şeyler vardır ve yavaş yavaş Naomi’yi etkisi altına almaktadır. Öncelikle kitabın iki farklı “2020 Yılının En İyi Korku Romanı” ödülü almış olduğuna bakmayın. Bu kitap bir korku romanı değil. Belki bir film olsaydı iyi bir gerilim filmi olabilirdi. Ancak kitap sizi meraklandırmayı çok iyi başarsa da korkutma ve germe konusunda pek başarılı değil. Açıkçası bu zaten yazarın vadettiği bir şey miydi bilmiyorum. Eğer yazar romanı bir korku romanı olması arzusu ile yazdıysa bunu çok becerememiş ancak kitaba bu yaftayı aldığı ödüller yapıştırdıysa, o zaman romanın potansiyeli yok etmişler. Yazar karakterler ve kurgu konusunda oldukça başarılı bir iş çıkarmış bana kalırsa. Karakterler inandırıcı, olaylar akıcı ve meraklandırıcı. Okuduğum süre boyunca kitabın sonunun nereye bağlanacağını bekledim. Ve sonuç beni gayet tatmin etti. Bu tür kitaplarda Agatha Christie gibi kitabın önce sonunu hayal etmek sonra olayı baştan kurgulamak çok önemlidir. Eğer gizem kitaplarında ipin düğümünü çözemezseniz ya da ipi çözmek yerine keserseniz okuyucuda büyük hayal kırıklığına neden olursunuz. Bir sebebi yokken cinayet işleyen katiller ile bağ kurulamaz ama katilin trajik bir hikayesi varsa izleyicin veya okuyucunun karakter ile empati kurması mümkündür. Gizem kitapları da böyle olmalı olay bir zemine oturmalıdır. Bu kitap bunu çok iyi yapıyor. Öte yandan karakterlerin seçimlerindeki sebepleri de çok güzel yazılmış. Naomi karakteri ilk başta kuzenini kontrol etmeye, babasının gittiği takdire yüksek lisans yapmasına izin vereceği motivasyonu ile gitse de zamanla, beğenilmeye kıskanılmaya ve saygı duyulmaya alışık olan Naomi kendisini ve hareketlerini hor ve kendilerinden aşağı gören Doruk Mevki sakinlerine kendini kanıtlamayı kafasına koyar. Ve bir süre sonra orada kalmaya devam etme amacı buna dönüşür. Francis karakteri yazarın kendi cümleleri ile ailesine başkaldırmayı hiç aklından geçirmemiş, söz hakkı hiç olmamış ve tamamen buna uygun davranan bir karakterdir. Virgil babası tarafından büyütülmüş, babasından nefret ettiği halde ona dönüşmekten kaçamamıştır. Ve Catalina… Kitabın bize vermek istediği mesajıCatalina aracılığıyla anlatır. Ailesini genç yaşta kaybetmiş, peri masalları okuyarak büyümüş ince ruhlu Catalina bir öpücüğü ile çirkini ve kurbağayı yakışıklı prense dönüştürebileceğini inanır. Bu sebeple bir canavardan pek de farkı olmayan Virgil’ide prense dönüştürebileceğini düşünüp onunla evlenir. Ancak gerçek hayat bir peri masala değildir. Bu kitap gibi bir maceradır. Ve her şey felaket ile sonuçlanır. Yazarın ağzından bu olay mesaj şöyle yazılır: “Peri masalı, evet. Pamuk Prenses’le sihirli öpücüğü ve Çirkin’i dönüştüren Güzel. Catalina tüm bu masalları okumuştu küçüğü kızlara, hem de her bir satırını öylesine dramatik bir inançla okurdu ki Gerçek bir gösteriye dönerdi. Catalina’nın gündüz düşlerinin sonucu ortadaydı işte. Onun peri masalı da bu olmuştu. Hastalığı ve ruhsal bunalımlarıyla eşleşen yapmacık bir evliliğe mal olmuştu ona, omuzlarında muazzam bir yük olmuştu.” Tüm bunların yanında kitabın fantastik bir yönü de var. Her ne kadar Naomi’nin tüm gerçekleri çok çabuk kabullendiğini düşünsem bile kitabı korku kitabı olarak okumadığınızda gerçek potansiyelini görebilirsiniz. Benim için bir kitap nasıl yazılmalıdır sorusuna cevap olabilecek eserlerden biriydi bu kitap.
Meksika Gotiği
Meksika GotiğiSilvia Moreno-Garcia · İthaki Yayınları · 2022332 okunma
·
28 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.