Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

"Yarın sabah harika bir kahvaltı yapalım, biliyor musun ben kahvaltı hazırlamayı çok severim. Artık peynir yemiyorum ama peynirden bir tabak, zeytinler gözleri, salam da gülümseyen ağzı... Pul biber de yanaklarındaki allık... Ee saç için de biraz maydanoz..." Gülmeye başladım. "Yarın Marco'yu çağırsana, hep beraber kahvaltı edelim, örgüttekiler ve Timdekiler de gelsin..." Tugay duraksadı ardından "Sevgili avukat," dedi tereddütle. "Gerçekten sakız çiğnermiş gibi adam çiğneyen adamlara maydanoz saçlı bir peynir mi sunacağız?" Gözlerimi kısıp ona baktım, gözleri açıldı. "Hayır," dedi hiddetle. "Harika bir fikir, ben maydanoz saçlı peynirlere bayılırım ama sanki bir oda dolusu katil için çok tatlı bir hayal gibi geldi." "Ne yapayım?" dediğimde kaşlarımı çattım. "BL örgütünün lideri kim?" Tugay, hem şaşkınlıkla hem gülümseyerek bana bakmaya devam etti. "Sana söylemiştim, benim de sözlerim geçer. Hep beraber bir kahvaltı sofrasına oturup gülebiliriz, maydanoz saçlı peynir de yiyebiliriz hatta ve hatta Marco için inadına mandalinanın suvunu sıkacağım, eminim bundan nefret edecektir." Gülmeye başladım. "Hem adam öldürenler, kahvaltı edemez diye bir kural mı var? Zaten yeterince kurallarla boğuşuyoruz, savaşımız da bunlar için. Evin içinde normal genç insanlar gibi takılsak ne olur ki?" Gözlerimi kocaman açıp heyecanla ona baktım. "Masanın ortasına çiçekler de koyar mıyız? Getirir misin çiçek? Küçükken kahvaltı hazırlamayı çok severdim ama annem oynama onlarla dediği için kuru kuru yerdim, çikolatalı krep sever misin? Bayılırım!" Gülmeye başladım. "Sana çikolata krep yapacağım, herkesin önünde yiyeceksin, çok güzel olacak. Sütle de güzel oluyor, süt de içersin öyle değil mi? Tamam bakma öyle, muzlu süt içeriz o zaman." Kıkırdadım. "İtiraf etmek gerekirse sen mahkumken hep beraber yemek yapar mıyız diye düşünüyordum, bence sen de bana yardımcı olursun. Hem Meryem çok seviyor, en çok onun için yapmak istiyorum bunu. Yumurtaları çığlık atan adamlara dönüştürür müsün? Çok basit, bıçakla yavaşça ağzını açıp..." Gülmeye başladığında kahkahası odanın içini doldurdu, sessizliğe gömüldüğümde yine durmaksızın konuştuğumu fark ettim. Kollarıyla beni sımsıkı sardığında neredeyse nefes alamayacaktım ama o öyle bir gülüyordu ki, neşesi katlanarak artıyordu. "Çocuk gibisin," dedi gülerek. "Ve eğer sen olmasaydın benim özgürlüğüm öyle bir mahkumiyete dönüşürmüş ki tahmin bile edemiyorum. Düşünsene, sabahları uyanacaktım ve dümdüz bir peynir yiyecektim, iğrenç." Gülmeye devam etti, art arda ona vurdum ama ben de gülüyordum. Bakışları gözlerime kaydığında gülüşü tebessüme dönüştü ardından yüzüme bakarak "Benim güzelim," dedi içten bir sesle ardından çok uzun bir süre beni inceledi. "Ne desem eksik kalacak," dedi. "Ne söylesem anlatamayacağım. Öyle büyük."
··
4 artı 1'leme
·
43 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.