Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Ardından kalçasının yuvarlak tümsekleri çarptı gözüne. İki yanağının arasındaki o gizli karanlığın bulunduğu o nefis, şehvetli, yuvarlak ve tatlı kalçası. Eğer şu an ölse, Apollo sonsuza dek Lily’nin kalçasını hayal edip mutlu olabilirdi. Eteklerini beline kaldırıp parmak uçlarını kadının kal­ çasında gezdirdiği anda onun da titrediğini gördü. “Benim için bacaklarını aç,” diye emretti. Lily yerinde kıpırdanarak kendini daha da açığa çıkarsa da, karanlık onu baştan çıkarıcı bir biçimde gizliyordu. Parmağını kalçasının iki yanağı arasına, ıslaklığını hissedene kadar yavaşça daldırmaya devam etti. “Apollo,” diye fısıldadı Lily, hafifçe kıpırdanarak. “Bu hoşuna gidiyor mu?” Sözcükleri ağzında sanki kadınlık kokusundan sarhoş olmuşçasına yuvarlamıştı. “Hoşuma gittiğini biliyorsun,” diye karşılık verdi Lily daha da eğilerek. Başını taş banka yasladığı kollarının üzerine koyarak kalçasını, kendini ona sunuyormuş ve binilmeye hazır bir kısrak gibi iyice yukarı kaldırdı. Tanrım, onu ne kadar da çok istiyordu. Aletini eline alarak kadına yaklaştı ve aletinin başını Lily’nin sırılsıklam olmuş yarığının arasında gezdirdi. Lily inledi, vücudunu geriye iterek bedenini ona yasladı. Apollo doğru dürüst düşünemiyordu. Sadece hissedebiliyor ve istiyordu. Aletini kadınlığının girişine koyarak avucuyla Lily’nin incecik belini tuttu ve onun hareketsiz kalmasını sağladı. Onu incitmek istemiyordu ve eğer fazla hızlı hareket edecek olursa da boşalması an meselesiydi. Lily’nin daracık, sıcak girişine yerleşirken başını geriye attı ve görmeyen gözlerle yıldızların aydınlattığı gökyüzüne baktı. Lily kendisi için o kadar ıslak, o kadar hazır ve o kadar güzeldi ki, Apollo onun içine girip çıktıkça gözpmarlarında biriken gözyaşlarına hâkim olamıyordu. Kendini o tatlı tünelin içine iterek bedenlerini birleştiriyor, etleri iç içe geçtikçe Lily’yle kendini tek varlık haline getiriyordu. Sonra ondan ayrılarak o birleşmenin tadına doyulmaz güzelliğini yeniden hissedebilmek için aletini tamamen dışarı çekti. Yüzü kollarına değen Lily küçük iniltilerle sarsılırken Apollo onun, kadının, Lily’sinin üzerine eğilerek onu sarmalıyor, koruyor, üzerinde hak iddia ediyordu. “Ne istiyorsun, aşkım?” “Bu... bunu.” Lily’nin ensesini yaladı. “Anlat bana.” “Seni istiyorum,” diye fısıldadı. “Aletini içimde istiyorum. Beni, ta ki konuşamayıncaya ya da kendi adımı bile hatırlamaymcaya kadar doldurmanı istiyorum.” Apollo bunun üzerine kontrolünü tamamen yitirdi. Şahlanarak aletini geri çekip tekrar içine itiyor, içindeki hayvanla bir oluyordu. Tüm benliği, hissedebildiği tek şey, Lily’yi istila eden erkekliğiydi ve onu şimdi olduğu gibi sonsuza dek eşi haline getiriyordu. Üzerinde eğilerek ensesini ısırırken, içini defalarca yarıp geçebilmek için kalçasını sıkıca tuttuğu sırada Lily’nin, altında sarsıldığını ve erkekliğini kavrayan kadınlığının kasıldığını hissetti. Lily doruğa ulaştığı anda alçak sesle ve kendinden geçmiş bir halde inledi ve Apollo da bunun üzerine dizlerini bükerek bir an bile durmadan, hiç yavaşlamadan, içine sertçe girip çıkmayı sürdürdü ve kadın altında sarsılırken o da başını aniden geriye atarak kendi orgazmını gecenin içine haykırmaya başladı. Apollo kendini yavaşça Lily’nin üzerine bırakırken yıldızlar üzerlerinde dönüyordu. Nefes nefese kalmış bir halde insanlığını yeniden geri kazanmasının mümkün olup olmadığını merak ediyordu. Yoksa insanlığını tamamen bu kadına mı kaybetmişti?
Sayfa 289
·
24 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.