Gönderi

Ergenler ve Arkadaşları
Ergenler ve arkadaşlarından bahsedeceğiz. Ergenler için arkadaşlık ne anlam ifade ediyor, analitik yorumu ne, ergenler için arkadaşlığın işlevleri ne? Arka taştan geliyor kelime anlamı eski Türklerde savaşlarda askerler sırtlarını sağlam bir kayaya taşa yaslarlarmış, buna arka taş denirmiş, günümüzde arkadaşa evrilmiş. Arkadaşlık sözlüklerde yoldaş olma, dost olma, refakat etme anlamlarına geliyor. Arkadaş kelimesi gündelik dilde çok da kuramsal değilmiş gibi, aslında analitik kuramda önemli bir yer ayrılıyor, özellikle ergenlerin arkadaşları önemli. Winnicott ergenlerin arkadaşları için zenginliği diyor, ergenin ne kadar çok çeşitli arkadaşı varsa o kadar çok zengin olduğunu ifade ediyor. Büyümesini de kolaylaştıran, rahatlatan bir şey olarak görüyor. Ergenliği bir yol olarak görürsek arkadaşları da yoldaş olarak ele alıyoruz, bu yolda eşlik eden o yolda sıkıntılı süreci atlatabilmesine yardımcı olan olarak görüyor. Belki de arkadaşlığın en keyifli tarafı arkadaşlıklardır. Acıklı tarafı ise aşklardır. Arkadaşlıklar ile aşkları ne kadar birbirinden ayrılıyor? Her arkadaşlık aslında birazcık da olsa aşk ilişkisini içinde barındırıyor mu? Ergenlik daha çok okulda geçirilen bir dönem, arkadaşları da daha çok okuldan seçiliyor, böylece okul arkadaşları. Dolayısıyla arkadaşlık aslında ergenlik, çocukluk, yetişkinlikte farklı gereksinimlere karşılık gelen bir şey. Yetişkinlikte daha çok dostluklar olur. Ergenlikte daha çok kankamsı, eskiden kankaydı o da kan kardeşten geliyor zaten. Dolayısıyla biz arkadaşlığa kurum gibi bakıyoruz zaten, nasıl ki aileye kurum gibi bakıyoruz onun gibi, kendini güvende hissettiren ve kendiliğinden oluşan, ihtiyaç duyulan bir şey. Tabi ergenin arkadaşa ihtiyacı farklı çocuğunki farklı yetişkininki farklı. Arkadaşlık ergenlikte daha çok arkadaşlık grubuna dönüşüyor. Çocuklukta daha arkadaşlık grupları kızlar ayrı erkekler ayrı oluyor. Ergenlerde ise daha çok karma oluyor, bunların içinden de aşklar doğuyor zaten. Arkadaşlık grupları için şöyle tanımlar bulunuyor; birbirini yakından tanıyan ve birbirine anlayış gösterenlerden her biri. Bir ilişkide birlikte bulunanlardan her biri. Freud şöyle bir şey söylüyor, içinde sempati, dostluk, güven barındıran bütün duygusal ilişkilerin cinsellikle bağlantılı olduğunu söylüyor. Bu tabi tartışılabilir. İçinde sempati varsa bir ilişkinin bunu cinsel bileşenden ayrı düşünemeyiz. Arkadaşlık, dostluk kuran bundan nasibini alıyor. Fakat burada temel bir defans var, arkadaşlık ve dostlukta o temel bileşen yüceltmeye uğrar, arkadaşlık ilişkisine evrilir, bu iyi bir şeydir aslında, bu sayede insanlar cinsellik dışında da arkadaşlık ilişkisini sürdürebilir. Bu da sosyal olarak onaylanan bir şeydir. Dolayısıyla her sempati duyulan insanla ilişki kurulmaz. Özellikle ergen arkadaşlıklarında özellikle kızlarda yakınlık çok ciddi bir nefrete dönüşebiliyor. Arkadaşlıklar aslında ödipal çatışmanın da taşıyıcısı, kızlar arasındaki arkadaşlıklardaki kopmalar, ayrılmalar aslında anneden ayrılmanın çözümlenmesi işlevini görebilir, dolayısıyla arkadaşlıkların böyle bir aracılık işlevi de söz konusu. Anne babanın kendilerine yönelik değersizleştirmeye yol açmalarını bekliyoruz. Çocuğun kendisi dışında nesneleri olabilmeli, arkadaş edinebilmeli. Arkadaşları ergenlerin en taviz veremedikleri şeyleri, o dönemde arkadaş edinemeyenlere ezik diyorlardı. Sırf böyle olmamak için birçok şey yapabiliyorlar. Arkadaşsızlık, psikotik çekirdeğin içine hapsediyor. Anne baba dışarıdakinden çekiniyor, sanki dışarıdaki kötü de çocuğa zarar verecek gibi düşünürler. Ergenlikte tamamen de anne babanın idealinden uzaklaşmadan kendi idealini ona eklemleyebilmek sağlıklı olanı. Anne babanın da hakkını yememek lazım, çünkü çocuğunun da kapasitelerini biliyor. Anne babayı tamamen reddetmemeli bu yüzden. Ergenlikte uzlaşmayı yapabilmeli, bunun da yolu arkadaşlıktan geçiyor. Herkes kendi anne babasıyla mücadele içinde, kendi idealini bulmaya çalışıyor, arkadaş gruplarında, çeşitli idealler var dolayısıyla, uzlaşmanın önü açılıyor, kendisinden farklı olana katlanabiliyor mu, tahammül edebiliyor mu? Bütün arkadaşlıklar sosyal ilişkilerin denemeleri, bu olmadığı zaman kendini hapsolmuş hissediyor, sadece kendi düşünceleri, kendi idealleri. Arkadaşlıkla birlikte en temel değer sadakat. Ergenlerin arkadaşlarının sadakati çok önemli. Kızların arkadaşlıklarında bunu etkisi daha çok görülür, anlatırken sanki sevgilisinden bahsediyormuş gibi hissedersiniz. Burada Freud yüceltmenin bir kısmından, bir süre için cinselliğin ertelenmiş olmasından bahsediyor, geciktirilebilmesini sağlıyor, bunun yerine işte toplumsal olarak kabul edilen doyumlar geçiyor yüceltme sayesinde. Ergenlik döneminde bütün aslında geleceği belirleyecek savunmalardan bir tanesi yüceltme. Yüceltme olmazsa çok büyük sıkıntı, açıkta kalan cinsel enerji doyum bulma peşinde dürtü gibi. Bunun yüceltmeye uğraması ergen için bir kazanım, bunu yapamıyorsa biz patolojileri görüyoruz. Fakat burada cinsel doyum hepten reddedilmiyor, sadece daha sonraya erteleniyor. Yetişkin ergene şimdi dersine çalış, ilerde mesleğini kazanırsın derken zaten büyüyünce yapabileceğini şimdilik ertelemesi gerektiğini söylüyor. Dolayısıyla yüceltme, doyumu geciktirme anlamı taşıyor, doyumu hepten ortadan kaldırmıyor, doyumu bilinmeyen bir zamana erteliyor, bu tabi engellenmeye de dayanıklılığını ölçüyor. Mesele evden ayrılmak istiyor 16 yaşındayken; üniversiteye gidince ayrılırsın deniliyor, bu engellenmeye tahammül edemeyenler var, evden kaçıyorlar mesela. Dolayısıyla ergenliğin bugünü yarın için yatırım yapmak aslında, dostluk için de benzer bir saptama yapılıyor, dostluk için de kara günlerin zor anların beklenmesi gerekir. Dostluk, arkadaşlık ilişkisinin aşk ilişkisinden farklı olarak biri sadakatle bağlanırken sevgi saygıyla, çok büyük bir tutku yok. Ergenlik, üstbenlik ve benlik ideali arasında. Benlik ideali, idealliği belirleyen; üstbenlik ise yasakları koyan. Çocukluk dönemine baktığımızda anne baba her ikisini de yapıyor aslında hem idealleri koyuyor hem de yasakları. Dolayısıyla çocuk öncelikle anne babayla özdeşim kuruyor; ama okula gittikçe toplumsallaştıkça benlik ideali gelişiyor, farklı özdeşimler kuruyor, dolayısıyla bunu yapabilmesi için anne babayı belli oranda değersizleştirmesi lazım. Onun yerini arkadaşlıklar alıyor, tabi anne babaların en korktukları şey ergenlik döneminde kötü arkadaşlar, işte yaşı büyük sigara içen yoldan saptıran cinsel olarak daha büyük, deneyimler yaşamış olan. Böyle bir kaygı var anne babada, bu tabi anlaşılmayacak bir kaygı değil, ama patoloji boyutunda da olmamalı; çünkü arkadaş sayesinde anne babadan uzaklaşabiliyor çocuk, arkadaşsızlık anne babaya yapışmaya neden olur. Anne baba çocuğun gözündeki o istisnai konumunu yavaş yavaş yitirmeye alışmalı arkadaşlıklarla birlikte. Aslında anne babaların bozuldukları kendilerine başka benlik idealleri aramaya başlamaları. Aslında anne babaları anlamak da zor değil, çünkü bir anda değişiyor bu arkadaşlarla birlikte. Burada da aslında anne babanın dostlukları nasıl o devreye giriyor. Kız çocuktan babadan ayrılınca anneyle babanın ilişkisi nasılsa iyiyse bu daha rahat atlatılıyor. Arkadaş ergenin oluşturmaya çalıştığı kendilik imgesi içinde bir ayna işlevi görür. Amacı, sabit bir kendilik imgesi oluşturabilmek, arkadaşta ona bir yansıma sağlar, aynalama işlevi görür, eksiğini tamamlayacak ama bir taraftan da onun bireyselliğini destekleyecek. Aşırı farklı da olmayacak tabi arkadaş, narsistik doyum da sağlayacak. Hem bir tamamlanma hissi var, karşılıklı eksiklikler kapatılacak. Genelde arkadaşların zaten kendisinde olmayanları eksikleri kapatacak şekilde seçildiğini söylüyor.
·
95 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.