Gönderi

252 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 4 days
“Ben buradayım, sevgili sanatsever, sen neredesin acaba?”
Bu kitap yorumunu Instagram'daki "alintilarlayasiyorum" profilimde de okuyabilirsiniz: instagram.com/p/C3nbk4Qt_Tb Bir ressamın anlaşılmak konusunda Oğuz Atay'a benzemesi mümkün müdür? O halde gelin sizle sanatın Oğuz Atay'ını konuşalım... Bu incelemenin yorumlar kısmındaki her yoruma karşılık olarak size harika tablolar önerdim. Bu yüzden öneri almak için yorumlara bakmayı unutmayın. Sanatçıları anlamanın biyografi niteliğinde eserler okumaktan geçtiğini düşünüyorum. Bu kitaptaki mektuplar Van Gogh'un eserlerini o kadar iyi açıklıyor ki, işçilere ve çalışma eylemine saygı duyuşunun bile Tanrı'ya hizmeti yücelten İncil kıssalarından geldiğini bu kitap sayesinde öğrendim. Van Gogh’un kardeşine yazdığı mektupları okurken kendisinde inanılmaz bir hedefe adanmışlık hissettim. Eğer bir gün kendinizi kötü ve mental olarak düşmüş hissederseniz bence bu kitabı okuyup tekrar ayağa kalkabilirsiniz. Bu yüzden gerçekçi olmayan kişisel gelişim kitaplarından çok daha iyi bir kitap bu bence. Hem de her yaşa uygun! Bu kitapla birlikte tablolarının içinden çıkacakmış gibi yaşayan çizimlerinin sebebini de öğrenmiş oldum. Van Gogh, hayatı her şeyin bütünleştiği ve karıştığı bir arena olarak görüyor. Bu yüzden nesneleri birbirinden ayrı olarak değerlendirmek yerine hepsinin birbiriyle karıştığı ve böylece bütünleştiği bir çizim tarzını tercih ediyor. Aynı hayatın kendisi gibi, değil mi? Bu kitapta genel olarak Van Gogh'un ilk resim taslakları ve kardeşiyle mektuplaşmaları olsa da, kendisini gerçekleştirmek için durmadan uğraşan bir insanı da görüyoruz. Hayal kırıklıkları, sevinçleri, hüzünleri ve arzularıyla eksiksiz bir insan duruyor karşımızda. Yine de onu ölümüne doğru sürükleyen esas kaygıyı da satır aralarında okuyabiliyoruz: Anlaşılmak. Van Gogh'un yaşadığı dönemde sadece tek bir tablosunun, yani Kırmızı Üzüm Bağı'nın satılması ve hayatı boyunca anlaşılmadığının düşünülmesi bana hep Oğuz Atay'ın yaşadıklarını anımsatmıştır. Bu yüzden Oğuz Atay'ın “Ben buradayım, sevgili okuyucum, sen neredesin acaba?” demesi gibi Van Gogh da sanki mektuplarında böyle diyordu bize: “Ben buradayım, sevgili sanatsever, sen neredesin acaba?” Hayata ve sanatına bu kadar sıkı tutunan bir insanın intihar etmesi benim çok ilgimi çeken bir konu oldu okuma sürecimde. Hatta Van Gogh'un son mektuplarını okurken aklımdan hep Albert Camus'nün Sisifos Söyleni kitabında intihar hakkında söylediği şu cümleler geçiyordu: "Gerçekten önemli olan bir tek felsefe sorunu vardır, intihar. Yaşamın yaşanmaya değip değmediği konusunda bir yargıya varmak, felsefenin temel sorusuna yanıt vermektir." (s. 21) Hayata bu kadar tutunmaya çalışıp yaratıcı bir faaliyetle sanat eseri üretirken insanın birden intihara sürüklenmesi mümkün müdür? Van Gogh, hayatının yaşamaya değmeyeceğini neden düşündü acaba? Bence intihar, uzun bir düşünce sürecinin ürünü olabilir ancak. Bu yüzden kardeşiyle yaptığı pek çok mektuplaşmanın içinde gizliden gizliye bu düşüncenin etkisine giren bir Van Gogh olduğunu düşündüm hep. Sanatçıların emeklerinin karşılığını yaşarken alabilmesi o kadar önemli ki, bu konu sanat ve edebiyat tarihinin ilerleyişini bile değiştirebiliyor. Düşünsenize, Dostoyevski daha Suç ve Ceza'yı bile yazmamışken I. Nikolay tarafından idam edilseydi şu an kim bilir kaç tane yazarı hiç tanımamış olurduk... İşte bütün bu yazdıklarım bize bazı soruları sordurmalı. Van Gogh gibi anlaşılmadan bu dünyadan ayrılan sanatçılar için ne yapılabilir? Her şey çok geç olmadan gerçek sanatçıyı ve sanatı diğerlerinden nasıl ayırabiliriz? Yaşamaya değer bir hayat yaşamak için ne yapmalıyız? Bu tür sorular bu kitaptaki mektupları okurken hep aklınızdan geçen sorular olacak. Belki de günlük hayatta yanımızdan öylece geçip giden insanların aklında dünyanın en büyük varoluş sorunları yatıyor olabilir. Çok geç kalmadan bu tür düşüncelere sahip olan sevdiklerimizin elinden tutmak gerekiyor. Çünkü söyleyeceğimiz tek bir cümle bile bu tür insanların hayatlarını kökten değiştirecek bir potansiyele sahip. İnsanları onlar yaşarken anlayabilmemiz dileğimle...
Theo'ya Mektuplar
Theo'ya MektuplarVincent Van Gogh · Yapı Kredi Yayınları · 20136.3k okunma
··
8 plus 1
·
10.4k views
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
ben buradayım, sevgili 1000kitap takipçim, sen neredesin acaba? :d
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
bu incelemeye yorum yazan herkese harika tablolar öneriyorum. böylece yepyeni sanat eserleriyle tanışabilirsiniz! 🖼️
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
incelemeye yorum yazanlara tablo önermeye bugün de devam ediyorumm
Zeren Tekin okurunun profil resmi
“Hayat yaşamaya değer mi” bu soru bence tuhaf.. Çünkü bu değeri ben tespit ediyor isem bu dünyaya gelecek ve bunca zahmete katlanır bir yaşamı seçecek kadar değerli bulmuşum hayatı en başta..Yok bana sunulmuş bir yaşam ise ve buna bir türlü katlanmak zorunda isem bunu anlamlı hale getirme gayreti son vermek gayretinden daha az zahmetli olacaktır..bahse konu sanatçılar için üzgünüm.. Biri gitse idi gitmese idi neleri kazanır ya da kaybederdik biraz yine tuhaf.. Sanat, sanatçıdan ayrıdır.. Bugün Sabahattin Ali’yi düşündüm.. gözlerim ıslak.. tanımadığım, görmediğim ve hiç bilmediğim biri; fikrimce son derece kıymetli bir sanatçı için ağlayabiliyorsam..satırlarını okurken tutuklu kalıp devam edemeyecek kadar incinebiliyorsam bu onun varlığının yansıması olan sanat eserlerinden sebep oluyor.. Burada intihar yok.. Elden alınmış hak var.. Yaşasa idi neler olurdu kim bilir.. Bunu düşünemem ki..Hiçbir şey bilmesem de Filiz, babası ile yaşanan bir hayatın nasıl olduğunu öğrenirdi..Varlığının ıspatı olan imzalı cümleleri kifayetsiz okuru için.. İntihar şuurlu ya da aksinde farklı bir şey..diğer yanda yok etmek.. Gülünç bir şey var.. Sanatçı ölmez.. Bunu kalem için fırça için söylüyorum.. Şarkılar sesten sese değişir ölümsüz kalmaz.. Ama imza öyle mi.. Hadi unuttursunlar Yaşar Kemal’i Sabahattin Ali’yi Oğuz Atay’ı.. birilerini hiç kimse hatırlamayacak..sevgiden yana esame olmayacak.. Kıskanıyorlar ne diyeyim..Sevdiklerini erken alıyor yanına demek belki biraz iyi hissettirir deyip susuyorum..
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
bu sorgulamalar da bizi bu yüzden albert camus'nün sisifos söyleni kitabında dediği tartışmaya götürüyor. elbette herkesin kendisine özgü tespit ettiği bazı değer yargıları var ve bunlara göre bir hayat çiziyor. bu yüzden de seçmeyerek geldiğimiz bir hayatı sorgulayarak yaşamak bana normal geliyor tablo önerisi: - caravaggio, davut ve goliath
1 next answer
Nisan Yüksekkaya okurunun profil resmi
okuduğunuz kitaplar arasında kurduğunuz bağları seviyorum, yine çok güzel bir inceleme 👏🏻
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
çook teşekkür ediyorum tablo önerim: - raphael, atina okulu
7 okurunun profil resmi
Vincent van Gogh denilince aklıma direk " Yıldızlı Gece" geliyor, hem hayatı hem eserleri inanılmaz.. İçinde bulundugu depresif hastalıktan ( manik depresif) sadece kendini sorumlu gören, akıl hastanesine yatarkende " ben buraya bir ressam olarak girerim bir deli olarak değil" diyebilen bir deha.. Hayatını okurken en çok aldığı din eğitimi beni etkilemişti, rahip bile olmuş ama kekeme olduğundan kendisini dinliyeni yokmuş.. Evimin duvarlari eserleriyle bir harika:) Bir değişiklik olsun gelmişken ben de size bir tablo önereyim.. " Elagabalus'un Gülleri" / Lawrence Alma Tadema #233797775
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
gerçekten çok çok farklı bir isimdi sanat tarihi adına. tablo da çok güzelmiş kendimi ısparta’da hissettirdi tablo önerisi: - pieter brueghel, babil kulesi
Elif okurunun profil resmi
İnsanları onlar yaşarken anlayabilmemiz dileğiyle…
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
net tablo önerim: - picasso, güvercin
Bu yorum görüntülenemiyor
Fidan Huseynzada okurunun profil resmi
Bence her kesin içinde bir sanatçı yatıyor.Kimisi şarkısıyla kimisi resmiyle kimisi sözleriyle..Ama bazen ya hayat koşulları ya da kısacası kader yüzünden içimizde sıkışıp kalan hayallere çevriliyor bu sanatlar..Ben Van Goghun yıldızlı geceler eserini çok görüyorum.Severimmi diye sorsan cevap veremem ama gördüyüm en tuhaf olan eserlerden birisi.Bazen ressam ya da bir sanatçı bize bir şey anlatmak için sanatını kullanıyor.Işte bunu anlıyorsak ne güzel ama anlamıyorsak bu bazen üzücü ola bilir..
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
bu da güzel bir bakış açısı olmuş, değerli yorumunuz için teşekkür ediyorum tablo önerim: - kathe kollwitz, ekmek!
1 next answer
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.