Gönderi

“Amerikalılar İslâm düşmanı...” Hayır, öyle bir şey yok! Amerika’nın içine gireceksin, çalışacaksın, belki pek çok kimse müslüman olacak. Oluyor. Bunların hepsi zenci, siyahi değil, Amerikalılar’dan da müslüman olan var. Fransa’da dört milyon kadar müslüman var! Bir kısmı Kuzey Afrika’dan gelmiş ama Fransızlar’dan da müslüman olan var. Ben hatırlıyorum, Ankara’da bizim yaptığımız bir sohbete boylu poslu, üniformalı bir Amerikan askeri geldi. Rütbesini bilemiyorum ama Amerikan askeri. “Selamün aleyküm/' dedi. “Ve aleyküm selam. How are you? Welcome!" dedik. Sorduk: “Annen müslüman mı, baban müslüman mı? Deden, ninen müslüman mı?” diye sorguyu genişletince; “Benim soyumdan, benim müslüman olmama yol açacak bir bağlantı yok! Kökenim hep hıristiyan.” dedi. “Peki, nasıl müslüman oldun?” “Kur’ân-ı Kerîm’i okudum, Kur’ân-ı Kerîm’in Allah kelâmı olduğuna kâni oldum, müslüman oldum.” dedi. Bizim, Resûlullah Efendimiz’in tebliğ metodunu devam ettirmemiz lazım! Nasıl Resûlullah sallalahu aleyhi ve sellem hâl-i hayâtında Bizans imparatoru Herakliyus’a mektup ve elçi göndermişse Sâsânî imparatoruna elçi göndermişse Mısır hükümdarı Mukavkıs’a nâme yazmışsa Bahreyn emirine mektup göndermişse; Habeş imparatoru Necâşî müslüman olmuşsa ve vefat ettiği zaman Efendimiz gıyabında cenaze namazı kılmışsa; Resûlullah Efendimiz hâl-i hayâtındaki bütün dünyaya, elinin eriştiği her yere mektup gönderip onları İslâm’a davet etmişse biz de dünyanın her yerini İslâm’la tanıştırmak zorundayız! İslâm için hizmet etmek zorundayız! Bu bizim vazifemiz! Bunu sabır ve sevgiyle, aşk ve şevkle yapmamız lazım! Kur’ân-ı Kerîm’de; hakîmâne bir üslupla, hikmetle, akıllı, mantıklı, doğru sözler söyleyerek, yerli yerinde konuşarak güzel güzel öğütler vererek İslâm’ı tanıtma vazifesi vardır; bunu yapmamız lazım! Müslümanların, Ümmet-i Muhammed’in genel saadet ve selâmeti, salâh ve felâhı için her birinin üzerine düşen görevi yapması, canla başla çalışması lazımdır. Bütün bunlar da ancak sünnet-i seniyye-i nebeviyyeye sımsıkı sarılmakla olacak şeylerdir. Sünnet-i seniyyeye sarılmayan bir insanın İslâm’a faydalı olması mümkün değildir.
Sayfa 26
·
38 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.