Gönderi

112 syf.
9/10 puan verdi
Medeniyetlerin de ömrü var. Bu ömür iki formda kendisini göstermekte. Ömrün ikiye ayrılmasının ise iki nedeni var. Ömür formları, biri kalıcı ölüm biri ise uyku hali, yarı ölüm dediğimizden. Bu ömür formlarını ikiye ayıran nedense, ruhlarının olup olmadığı ve ilahi kaynaklı olup olmadığıdır. Bilinmeli ki ilahi olan her medeniyetin ruhu da mevcut. İlahi kaynaklı ve ruhu olmayan medeniyetlerse tamamen beşeri formatlar da beşeri olanların ortaya koyduğu kaynağının yalnızca akıl ve mevcut sıkıntıyı ortadan kaldırma iştiyakı ile bina ediliş olmalarıdır. Her iki medeniyet yapısına örnek vermek icap ederse, bugün inşa edilmiş olan "Batı Medeniyeti" ölüm formu kalıcı olandır. Ortaya çıkış alameti hepimizin bildiği üzere kiliseye olan güvenin azalması ile beraber aklın ve iradenin hürriyetini merkeze oturtulmasıdır. Dönemin düşünürleri çokça İslam' dan ve Müslümanlar' dan istifade etmiş olmakla birlikte onları kendi normları ile özümseyip "Batı Medeniyetini" inşa etmişlerdir. Hani bir söz vardır ya "Otobüsün sol camından etrafı izlerken, sağ camındakileri kaçırdıklarımızdan ibarettir hayat." Batı medeniyetinin yaptığı tam olarak budur. Kapsayıcı ve kuşatıcı olmadığından, kendi bünyesinde birkaç sorunu merkeze alarak, daha farklı sorunları ortaya çıkarmışlardır. Burada bir dipnot; bunların neler olduğunu burada açıklamak çok uzun olacağından kitabı okuyarak bunun sonuçlarını görebilirsiniz. Ve diğer ömür formuna sahip medeniyete gelecek olursak bu medeniyetin özel ismi "İslam Medeniyeti" bu özel ismin yansıdığı, yeni bir kavramla ifade etmek gerekirse alt özel ismi "Osmanlı Medeniyeti", "Endülüs Medeniyeti" vb. isimlerle kendisini göstermiştir. Alt özel isimler de kalıcı olarak ölümle karşı karşıya olabilirler, fakat kök durduğu zaman farklı bir isim ve kaynakla ortaya çıkabilirler. Bu girizgahtan sonra İslam medeniyetinin kalıcı olarak ölümle karşılaşmayışının sebebi kaynağının ilahi olmasından kaynaklı. Bu kaynak Kur'an-ı Kerim ve Resul-i Ekrem'in örnekliğidir. Uyku halini geçişin temel sebebi ise dönem dönem bu değerlere gerekli kıymetin verilmiyor oluşundan. Bu durum da şunu göz ardı etmemeliyiz, kaynağın ölümsüz olması kaynağa sahip olan ve tanıyanları ölümsüz kılmaz. Ancak kaynağı yaşayanlara kaynak değer katar. Buradan geleceğimiz nokta mizahi bir yaklaşımla, ilahi olan beşeri olan medeniyeti her zaman döver. Bu eserin bende uyandırdığı duygu ve düşünceler bu hususlar. Yazacak çok şey var. Son sözüm tekrar ölümsüzlüğü tadabiliriz. Haydi biraz daha gayret.
Medeniyet Meselesi
Medeniyet MeselesiTahsin Görgün · Endülüs Yayınları · 2018324 okunma
·
87 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.