Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

722 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Fantastik bir hikayenin destansı sonu.
"Kendilerini aniden tamamen yalnız bulan iki ruhun hikayesiyle başlıyor." "Birlikte bir gelecek yaratan iki ruhla bitiyor." Bu kitapta bir yenilginin ardından Tisaanah ve Maxatarius’un yolları ayrılıyor. Halkının özgürlük mücadelesi daha da haşin bir hal alırken Tisaanah, Max'i hapsolduğu zindandan kurtarmak için çaresizce çabalıyor. Ancak Ilyzath'ın duvarları içinde Max'in zihni bir zamanlar yaşadığı her şeyin gölgesine hapsolmuştur. Geçmişi ona işkence derken aynı zamanda geleceğini Ara'nın yeni, acımasız kraliçesi olan Nura’nın insafına bırakmak zorunda kalır. Ayrıca Max geçmişiyle yüzleşmeden geleceğini şekillendiremez. Sanki bu yeterli değilmiş gibi, Caduan ve feyler insanlarla savaş halinde. Devamlı ittifaklar kurulup bozuluyor ve Nura eskisinden daha da çılgına dönüyor. Bu sırada Fey topraklarında Aefe, kendisi adına medeniyetleri yok etmeye yemin eden bir kral tarafından bu dünyaya tekrar getiriliyor. Ancak geçmişi onu ele geçirmek için geri dönse bile eski hali ona çok yabancıdır. Tisaanah, Max ve Aefe, insan ve Fey dünyaları arasındaki bir felaketin merkezine itiliyorlar. Paylaştıkları eşsiz sihir, ya savaşı kazanmanın ya da bitirmenin anahtarıdır. Ancak bu güç fedakarlık gerektiriyor. “Parçalanmış bir ülkenin lideriyim ve kusurlu bir ruhun aşığıyım. Ve onun burada ölmesine izin vermeyeceğim. Burada hiçbirimiz ölmeyeceğiz.” Bu son kitap Max, Tisaanah ve Aefe'nin yolculuğunun mükemmel sonuydu. İlk bölüm biraz daha yavaştı (ancak hiçbir şekilde uzun ya da sıkıcı değildi), ancak ikinci yarı sadece çılgın bir aksiyon, gerilim, romantizm ve politika karışımıydı ve sonunda her şeyin ortaya çıkma şekline bayılıyorum. Tisaanah sevdiğim ana karakterlerden biri oldu. O kadar güçlü, dirençli ve kararlı ki, dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek ve halkını korumak için, dayak ve işkenceye maruz kaldıktan, ölüm ve yıkımı gördükten sonra bile bu umudunu asla kaybetmiyor. İnanılmaz özverili, umutla, nezaketle ve sevgiyle dolu bir kadın. “Söz veriyorum, hangi yolda yürürsen yürü, yanında yürüyeceğim. Karşılaştığın zorluk ne olursa olsun, seninle birlikte yüzleşeceğim. Bir daha asla yalnız savaşamayacaksın.” Max de muhteşem bir karakter. Özverili, destekçi, tutarlı ve mükemmel -biraz huysuz- bir yol arkadaşı olmasının yanı sıra, seri ilerledikçe karakteri çok daha da güçleniyor. Geçmişinden saklanan korkak bir kaçaktan, geçmişini kucaklayan ve ondan güç bulan bir lidere doğru gelişimini görmek çokk güzeldi. Kusursuz olmaktan çok uzak ama bu onu yalnızca çok daha gerçek hissettirdi. Hayatlarının aşkını kaybederlerse dünyayı yerle bir etmekle tehdit eden karakterleri sık sık okuruz. Bu karakterler Aefe ve Cauden'di. Sadece intikam almak istiyorlardı ve çektikleri acılarla hiçbir ilgisi olmayan sıradan insanları yok etmelerini umursamıyorlardı. Tissanah ve Max ise Aefe ve Cauden ile ilginç bir tezat oluşturuyordu. Onlar da çok fazla şey yaşamışlardı, belki Aefe'nin yaşadığı gibi değil ama yine de normal bir insanı kırabilecek kadar çok acı yaşamışlardı. Onlardan beklenen nefret ve intikam yerine tek istedikleri kendilerini ve halkını zalimlerden kurtarmaktı. Kitabın son %150si gelecek için nasıl özverili olunacağın ve barışla birlikte gelen yeni ittifakla nasıl bir düzen kurulacağının, fedakarlıkların ve fedakarlıkların peşinde getirdiği duyguların nasıl yöneteceğinle ilgiliydi ve gerçekten dinleyene verecek pek çok ders niteliğindeydi. Umarım çok yakında Türkçeye de çevrilir. “Kabusların gerçek olmadığını sana düşündüren ne? Belki de hepsi gerçektir ve bu da en büyük kabustur.”
Mother of Death and Dawn
Mother of Death and DawnCarissa Broadbent · Nasyra Publishing · 20222 okunma
··
1 artı 1'leme
·
50 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.