Varoluşsal sıkıntılar yaşayan üç kadının arasına oturup acılarına merhem olduğum bu kitap üç uzun öyküden oluşuyor. Kadınları merkezine alan öykülerin ilkinde; Çocuğunun hayallerini umursamayan, onun kendi çizdiği yolda ilerlemesini isteyen bir annenin hiç beklemediği tepkiyi alması sonucunda duyduğu öfkeyi anlamaya çalıştım. Onu şöyle bir sarstım çünkü bunu birinin yapması lazım, bazen kendimizden sıyrılıp olanlara başka gözle bakamıyoruz. Ta ki birinin bizi bu konuda uyarması gerekene kadar... Kuşak çatışması, yaşlılık ve fikirlerin uyuşmaması etrafında dönen öykü çocukların büyüyüp bir birey olduklarında kararlarına saygı duyulması gerektiğinin altını çiziyor.
İkincisinde bir annenin çaresiz çığlığına kulak verdim. Kişiliksiz dünyanın kişiliksiz insanları tarafından hırpalanmış olan annenin sesi etrafta yankılanırken yalnızlık içini döküyor isyan ederek, ve ben onu sessizce dinliyorum çünkü buna ihtiyacı var...
Üçüncü ve kitapla aynı ismi taşıyan son öykü etkileyici olmasının yanı sıra sinir bozucu. Yine bir kadın bu sefer aldatılmış bir kadın. Hayal kırıklığının büyüklüğü dünyanın yüz ölçümünden büyük. Tuttum kolundan 'bu kadar aciz olma, kendine gel, senin sevgini haketmiyor' dedim. Seviyormuş. Sizi sevmeyenleri dakikasında silme tuşu yapsınlar beyninize emi. Olayların içindeyken nasıl bir hormon salgılanıyorsa doğru düşünülemiyor. Feminist yazar Beauvoir ile kadınların hezeyanlarını, çırpınışlarını gözlemlediğimiz, sizlere içselleştirerek anlattığım bu kitabı tavsiye ederek kitap yiyen fare Firmin in yanına gidiyorum.:)