Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

517 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Sevince neler yapabiliyoruz sorusunu sordurtuyor Martın Eden. Sevince yıldız toplayanlar, kurşun atıp kurşun yiyenler, çöle düşenler ,meydanlarda yiğitler gibi dövüşenler, bir ömür bekleyenler...diye uzatılır da uzatılır, binbir çeşit binbir şekille... Martın ise sevdiği kadın için yazma aşkına tutuştu. Onun aşkı, onu dönüştürdü , Martın Eden ötesinde bir yere…Ruth’a denk gelmeseydi yazar olmayı düşünür müydü acaba demeden edemiyor insan okurken. İçinde potansiyel vardı da mı aşkı vesile oldu ,aşk mı onu büyük bir yazar yaptı gibi gibi çokça da soru sordurtan taraflarıyla Martın Eden'e üzülmeden de edemiyorsunuz. Kendinizden birçok izler bulabileceğiniz bir karakter işlemiş yazar .Ben buldum. Gerisi size kalmış. Bulana ne mutlu; bulmayana çok daha mutlu... Okurken gözlerinizden yaş bekliyorsanız beklemeyin. Sonucunu tahmin ettiğimiz eylemlerin peşinden ağlamaya gerek yok canım. Muhtemel başlangıcın muhtemel sonlu bir insan hikayesiydi. Uzaktan görünenin yakından aslında o kadar da güzel olmadığını ,kafamızdaki senaryoların, mutluluk getirir dediğimiz şeylerin aslında o kadar da mutlu etmediğini anlıyorsunuz . Önemli olanın süreç içinde mutlu musunuz, yoldayken keyif alıyor musunuz ,şu ân’ın içinde mutlu musunuz ya da böyle bir aşk sizi mutlu edecek mi? diye kendinize devamlı soru sormakta fayda var. Martin de Ruth’a layık bir adam olunca sanıyordu ki ,mutlu olacağım, Ruth’a yakışacağım…Hesaba katmadığı bir çok durumla karşılaştı. Hayat’ın verdikleri Martin için beklediğinin dışındaydı. Okuyup istediği seviyeye gelmesine rağmen, ön göremediği bazı bilgilerin tecrübe etmeden öğrenilmeyeceği gerçeğini anladı. Hikâyenin bu kısmıyla ilgilenenler için her sevginin mutluluk getirmeyeceğini kabul etmeli. Mevcut durumunuzla sizi kabul edecek, sizin şu an ki varlığınızla mutlu olacak sevgiyi tercih etmelisiniz, yani canım sizin yaşadığınız çevreye göre size denk düşmediğini düşündüğünüz kişilerin peşine takılmanın alemi yok ,naçizane fikrim. Üzen sevgiden uzak durun ,durdurun hatta .Her sevgi mutluluk getirecek diye bir kaide de yok .Farzmış gibi zorlamayın kendinizi. O kadar emeğe, sevgiye rağmen ait olmadığın bir ortama yakışma çabası Martın Eden gibi bizi de büyük bir mutsuzluğa iter. Denklik meselesi canım bu işler. Bu tarz aşk hikâyelerine kanıp olmaktan keyif almayacağınız ve alacağınızı düşünüp böyle hayatlar içine bodoslama dalmayınız. Boğulursunuz. Kendinizi tanıyın ki ne istediğinizi bilin. Sevince her şey hallolur, bir çok şey görmezden gelinir ,sanıyorsunuz. Sanmayın. Kandırmayın kendinizi. Hiçbir şeyin tek başına yeterli olmadığı bir hayatta yaşıyoruz. Düşünüyor musunuz ki pilav nohutsuz, tahin pekmezsiz, simit ayransız yenir. He yerim derseniz illa , şikayet etmeyeceksiniz yavan tadından ..Eksikliğini hissedip girmeyeceksiniz depresyonlara, kimsenin de canını sıkmayacaksınız -ki en başta kendinizin canını. Bile bile ladese girmeye hazır olacaksınız. Karşılık aldığınız aşkınızın peşinden koşun diye nutuk atamam ama tercih sizin tabi. Koşun koşturabildiğiniz kadar nefesinizin kesilmesini göze alarak...Öyle bir aşkla karşılarsanız kaçırmayın zaten, her yiğide nasip olmaz. Romanın asıl vermek istediği mesajı anlatmak gibi bir derdim yoktu. Hikâyenin bana hissettirdikleriyle, düşündürttükleriyle ilgileniyorum. Kendimce bir yazıydı umarım sizce de olmuştur.
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202391,2bin okunma
·
39 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.