Yazarın kalemini övmekle başlayacağım çünkü yaşananların gerçek oluşu bir yana, okurken öyle hakikş noktalara parmak basıyor ki mümkün değil bu kadınlara hak vermemeniz. Çaresizliklerini, korkmalarını, ve sonunda canlarına tak edip hayatlarının sonuna dek yaşayacakları vicdan azabının cinnet noktasını, işledikleri vahşi cinayetleri bile anlıyorsunuz, ben de yapardım diyorsunuz, hatta daha beterini yapardım.
Yıllar sonra hapisteyken kendisini görmeye gelen annesini karşısında gören kırklı yaşlardaki Zehra'nın alıntısını eklemek istiyorum. Kitapta o kadar ağır şeyler yaşamış kadınlar vardı ki, kaç kere gözlerim doldu, ağzıma kötü laflar geldi, en hafifini koyuyorum.
[ Elinde telefon, "Ben seni çok bekledim anne," demek istedi, "Kimse beklemedi, babam daha ayında eve bir kadın getirdi, o kadın bizi öyle çok dövdü ki babam sabah işe gider gitmez divanın altına girip saklandım. Karanlıktı bekledim, divanın üzerine serdiğin kırmızı örtüyü açıp beni bulacaksın, dışarı çıkaracaksın diye bekledim," demek istedi.
Öyle yabancıydı ki karşısındaki diyemedi.
"O kadın bizi çok dövdü anne, beni de kardeşimi de istemedi," diye şikayet etmek istedi. "O kadın yüzünden babam beni okuldan aldı; ağladım, yalvardım, sızlandım dinletemedim, sen gelirsen elimden tutar okula götürürsün diye bekledim," diyecekti, olmadı.
"Babam sonunda dayanamadı, beni lstanbul'a amcamın yanına gönderdi, amcam beni kızından ayırdı. Ona doğum günü yaparken beni yan odadan bile çağırmadı, çıkıp kaldırımlarda ağladım sen beni bulursun diye sokaklarda koştum," diyemedi.
Çocukken yaşadıklarını tek tek hafızasına not etmişti. Annesi gelince anlatacaktı, "Sokakta bir başıma ağlarken bir dede bana acımış, karısına demiş o kızı oradan kurtar diye.
Adam ölünce kadın beni amcamdan istedi, amcam gözü kapalı beni bilmediği evlere verdi. O kadın bana çok iyi baktı ama ben orada bile seni bekledim," diye anlatamadı.
"Babam geri gelip beni aldı, daha 14'ümde yoktum bir adamla evlendirdi. Biliyor musun anne çok zordu. Menenjit geçirmiş çocukken, geri zekalıydı. Evin içinde zıplar, oynardı. Gündüz altını değiştirir, gece yatağına girerdim. Gidecek yerim yoktu, geceleri hep sana ağlardım," diyecekti, sustu.
"Ben de anne oldum o zamanlarda. Seninkinden daha kötü kocam vardı, daha kötü kaynanam. Beni sevmezlerdi ama çocuklarına bakıyorum diye de ses çıkarmazlardı. O kötü günlerde kızımla ayakta durdum, kızımı bırakmadım, sen niye beni bıraktın anne?" diye soramadı. ]
Dilerim