Gönderi

artık yaşamak istemiyorum… onların istediği gibi yaşamak istemiyorum… normal bir insan olmaya zorladılar, bana boş yere vakit kaybettirdiler. olmayınca da anormal dediler. başkalarının yaptıklarını silmeye çalıştım, mürekkeple yazmışlar; oysa ben kurşun kalem silgisiydim, azaldığımla kaldım. kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim aşamadım; kötü yaşarım korkusuyla… hiç yaşamadım. en kötüsü, hayır demeyi bile öğrenemedim. yemeğe kal, dediler:kaldım oysa,kalınmaz. onlar biraz ısrar ederler; sen biraz nazlanırsın. sonunda kalkıp gidilir. her söylenen şeyi ciddiye almak yok mu, şu sözünün eri olmak yok mu; bitirdi,yıktı beni. yaşamamaktan yoruldum… insanın, kendi gibi olmak istemediği zamanlar da varmış. hafiftim, güzeldim, rüya gibiydim; bakmasını bilemediler… neyse… ben yalnız kalmalıyım. başka çarem yok. korkuyoruz. düşünmekten ve sevmekten korkuyoruz. insan olmaktan korkuyoruz. benim de ölümüm bu dünyada başladı. ölmeden ölmek zormuş; öyle söylüyor şair. büyük bir yorgunluk duyuyorum: yılların yorgunluğu. okuyamıyorum. düşünemiyorum… beynimi yıllık izne çıkarmak istiyorum… gülümseyeceksin, bekleyeceksin… ve hiçbir zaman ümide kapılmayacaksın. hayır… buldum:yalnız kalmaktan korkunca yalnızlığım artıyor. yok hayır… aslında her şeyin birden unutulmasına çok ihtiyacımız var… biz de unutmuş gibi yaparız, hiç kırılmamış, ağlamamış gibi… oysa… ilk yalanı söyledikten sonra bir daha konuşmamalı insan. artık ben iç dünyama dönüyorum. orada hayal kırıklığına yer yok. vazgeçiyorum; bütün insanlığın önünde eğilerek özür diliyorum: beni yanlışlıkla çıkardılar sahneye. kalbimin atışının yavaşlamasını istiyorum. yavaş yavaş atsın ki yorulup durmasın. kalbimde ağır bir yük taşıyorum. ben artık hiç gülemeyeceğim. her nefes alışımda kalbim ağrıyor. ne işim var bu dünyada benim? beklenen geç geliyor, geldiği sırada insan başka yerlerde oluyor. o yüzden… beni hemen anlamalısın, çünkü ben kitap değilim. çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz, ben yaşarken anlaşılmaya mecburum. beni bir gün unutacaksan bir gün bırakıp gideceksen boşuna yorma derdim boş yere mağaramdan çıkarma beni alışkanlıklarımı özellikle yalnızlığıma alışkanlığımı kaybettirme boşuna tedirgin etme beni bu sefer geride bir şey bırakmadım tasımı tarağımı topladım geldim neyim var neyim yoksa ortaya döktüm beni bırakırsan sudan çıkmış balığa dönerim. bak döndüm… olur ya, belki bir gün tam senin gibi hissederim, senin heyecanların benim heyecanlarım olur: o zaman seni bütünüyle yaşarım, kim bilir? ama ben, seni görür görmez anlamıştım: bütün kaygısız görünüşünün altında, duygulu, içine kapanık bir insan olduğunu. bunu beğendim işte… bak kendimle konuşurken bile, senin hoşuna gitmeğe çalışıyorum… neyse… yaz bakalım: suçumuz sevmek. ama şimdi… şimdi yanımda olsaydın, böyle üşümezdim…
·
1 plus 1
·
154 views
⸙Şeyma... okurunun profil resmi
O kadar güzel anlatmış ki...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.