Bugün günümü senenin 5. Kitabını bitirmek için planladım ve planım çok iyi geçti, yaklaşık bir saat önce bitirdim; Tuna Kiremitçi'nin polisiye serisinin şu anki son kitabını. Devamı gelir mi bilmiyorum ama gelirse yine alır okurum diyorum... Eylül 2023'teki Gemlik Kitap fuarındaki söyleşisinden sonraki imza töreninde imzalatıp almıştım seriyi. İyi ki almışım, güzel bir okuma deneyimi oldu benim için... Gemlik kitap fuarindaki söyleşisinde kitap içeriğinden de bilgiler vermişti. Söyleşiye daha girmeden önce 'bir Perihan Uygur Polisiyesi' bana dizisi olan Perihan ablayı düşündürmüştü. Sonra söyleşisinde Tuna Kiremitçi de o karakterden esinlendiğini söyleyince daha çok dikkatimi çekti bu seri... Okurken bu hissiyatla olay yerlerinde bir Perihan abla havasında güçlü bir karakter oynadı kafamda. Sanki kitap okumuyorum da dizi izliyorum gibiydi. Normalde kafamda birinin sesiyle kitap okumayı sevmem sanırdım, bu sefer bunu sevdiğimi farkettim.. ** Serinin ilk kitabı Mezun Cinayetleri "akran zorbalığına" değiniyordu. Yıllardır ülkemde öyle hafife alındığını düşündüğüm bir konu ki, daha serinin ilk polisiye kitabından yazarımızın bu konuyu sağlam şekilde ele alması beni gururlandırdı. Sonra ikinci kitap biraz durgundu. Derken üçüncü kitap benim için son vuruştu. Birinci kitabı bile sollayan bir kurgu vardı. Gündem konularını merak ettirecek şekilde konuyu ele alması çok hoşuma gitti. Üstelik çoğu polisiye kitabı gibi sıkmıyor ve yormuyor Tuna Kiremitçi. Şarkılarını ve romanlarını nasıl sevdi isem, polisiye kurgusunu da öyle sevdim ben. ** Tamam, üçüncü kitapta tahmin edemedim katili. Ama çok iyi ters köşe ile beni alt etti. Bu sebepten bile 10da 10 veriyorum. Günümüzde nice müzik festivalleri ve konserlerinin iptal edilmesi ve yok edilmesi gibi, bir rock festivalini iptal ettirmeye uğraşan tarikat var; bir de bu arada işlenen cinayetler... 1 hafta içinde işlenen 5 cinayet, okları festivali iptal ettirmeye çalışan tarikate dönüyor; çünkü öldürülen iki kişi festival kurucu sahibi ve onun yardımcısı. İki kişi öldürüldü denirken, işin içine malum tarikat hedef gösterilerek not yazılı muskalar da diğer 3 korumanın ölü bulunduğu yerlerde olunca iş iyice karışıyor. Sonucunda hem konu hem de gidişat olarak beni çok anlamda ters köşe yaptığı için, kitabı çok sevdim. Hepsinden de çok anlatım dilinde yorulmadım ve sıkılmadım bu sefer. Hani sürekli birbirini tekrarlayan olaylar olur ya polisiye kitaplarında, bu sefer o da yoktu bu seride! Şaşırmayın özlemişim, Ahmet Ümit harici çok polisiye okumadığımı düşünürsek bu da normal tabi benim için ama tek tük okuduğum başka polisiye kitaplarına da benzemiyor. Her yiğidin yoğurt yiyişi farklı diyelim. Tuna Kiremitçi nin polisiye serisinin başarılı bulduğumu söyleyerek bu kitaba puanım 9 diyorum. 9 dememin tek sebebi, bu kitapta tek bir konunun açıklığa kavuşmasını istedim çok; o da en başta işkence sürecini okuduğumuz ukraynalı Anna! Onun hikayesi, onun hisleri anlatamadı ama onun öncesi sonrasını da okumak istedim nedense. ** Bahsettiğim Gemlik İlçe kitap fuarımızdaki söyleşisinde Tuna Kiremitçi bundan sonra polisiye yazmaya devam edeceğini söylemiştim yani bu da demektir ki, ya bu serinin devamı ya da yeni bir polisiye seri veya teki kitabı gelecek. Çünkü kendisi yazıyorum yeni bir kitabı da demişti o gün. Kalemine sağlık, kalemin hiç durmasın Sevgili Tuna Kiremitçi. Sevgilerimle...

Tehlikeli ŞarkılarTuna Kiremitçi · Doğan Kitap · 2023131 okunma

·

39 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Didem Köse