Gönderi

758 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 14 days
Artık uçmak istiyorum!..
Katman katman açılan bir kitap bu. Her katmanında ayrı sırlar ve sancılar taşıyan bir kitap. Nerden tutsan elinde kalan ilişki ağlarıyla örülmüş bir kitap. “Ne hayatlar, ne kırılmalar, derin suskunluklar varmış meğer.” diyor kitabın bir yerinde yazar. Gerçekten de öyle değil mi? Gözlerimize, yüreklerimize takılmayan ne de çok kırıklıklar, acılar, suskunluklar var etrafımızda. Bazen en yakın olduklarımızın bile içlerine yabancıyız. “Zaman, içinden geçtiğimiz bütün hikayeleri bambaşka yerlere taşır.” Ancak bu yeni hikayeler taşındıkları yerde de hep eski yaşanmışlıkların izlerini taşır. İnsan attığı her adımda geçmiş yaşamında eksik bıraktığı bir yolu tamamlamaya ya da değiştirmeye çalışır. Hepimizin tutunmak zorunda olduğu, yaşadığımız anlarla örülü tarihine takılıp kalan değerleri var. Bu değerler biz farkında olsak da olmasak da hayat yolumuzu şekillendiriyor, tercihlerimize yön veriyor. Hiç kimse ön yaşantılarının bağlayıcılığından soyutlanarak hareket edemez. Bu noktada daha da önemlisi sadece kendi tarihimizden değil bizi büyüten insanların tarihlerinden de büyük oranda mesulüz. Eleştirdiğimiz birçok davranışa dönüp dolaşıp düşüşümüz bundan. Ruhumuza işleyen geçmiş yaşantılardan… O zaman geçmiş yaşantılar gerçekten geçmiş değildir. Yürüdüğümüz yollar, geçtiğimiz kapılar, baktığımız pencereler değişik zamanlarda daima tekrarlarla önümüze çıkar. Her ne kadar tekrarlar olsa da kişi yaşadığı her yeni şeyle hayatının yeni bir katmanını oluşturur. Atılan her adım, bizi içinde tekrarların da olduğu başka bir yolculuğa sürükler. Peki zaaflarımız, karanlıklarımız ve acılarımız bize yolculuğun hangi kısmının hediyesi? Bütün bu zaaflar, karanlıklar ve acılar duvarlar örüyor insanın önüne. Bu duvarlar çoğu zaman döngüsel olarak hep aynı sebeplere, aynı sonuçlara ulaştırıyor bizi. Tüm bu sebepler ve sonuçlar arasında bazen etrafımızdakileri ve hatta kendimize bile tam olarak tanıyamıyoruz. İnsanın kendine ve hayatına bir şekilde giren ya da teğet geçen insanlara tam olarak dokunabilmesi için bu duvarları yıkması gerekir. Kendi olabilmesi için bu döngüyü bir yerinde durdurması gerekir. Bunu yapabilmek için de bazı soruları samimiyetle kendimize yönlendirmeli ve cevabını cesurca verebilmeliyiz. Yolculuğumuz boyunca hayatımıza ve kendimize dair sorduğumuz tüm soruların yanıtları yılların içinde gizlediğimiz bir yerlerde saklı. İnsan hayatına devam edebilmek ve kendi döngüsünü kırabilmek için o yanıtlara ulaşmalıdır. Yanıtlara ulaşabilmenin yolu da çocukluk yıllarımızdan geçiyor. Çünkü çocukluk ve orada yaşananlar bir gölge gibi takip ediyor insanı! Duygusal haritalarımız, biz farkına varmadan, çok küçük yaşlarda çiziliyordu. … Biraz uzun olmakla birlikte etkileyici bir roman. Üzerinde yazılacak daha birçok satır olmasına rağmen insan bazen kendini bu denli etkileyen bir kitap üzerine ancak bu kadar konuşabiliyor. Konu bilindik ama işleyişi mükemmel. Kitap bitince insan, bazı soruları kendine sormadan edemiyor: Acaba farkında olmadan bizler de kendi kaderimizi çocuklarımıza aktarıyor muyuz? Hayatımızda olan insanların iç dünyalarını, o dünyada kendilerine ördükleri duvarları ne kadar biliyoruz ya da yürüdükleri yolda onlara eşlik etmeye ne kadar gönüllüyüz? Ve yaşadığımız hayattan ne kadar memnunuz? “Uygarlık” adı altında bizlere dayanılan bu dünya sistemine ayak uydurabiliyor muyuz? Ve son olarak, bir gün şuana kadar kurduğumuz fakat içten içe kurtulmaya çalıştığımız tüm bu duvarları yıkıp istediğimiz yeni hayata adım atacak cesareti kendimizde gerçekten bulabilecek miyiz?
Lunapark Kapandı
Lunapark KapandıMario Levi · Everest Yayınları · 2021118 okunma
··
5 plus 1
·
167 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.