Gönderi

240 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
'Çocukluk' kavramının artık 90'larda kaldığını düşünenler çoğunlukta bugün. Çünkü o zamanlarda böyle yüksek binalar yoktu, yeşil alanlar daha fazlaydı, daha güvenliydi sokaklar ve insanlar daha güvenilirdi.. Komşuluk kavramı için yas ilan edilmemişti mesela. En önemlisi ise çocukların sorumlulukları bu denli çok değildi. Çocuklar 'sorun' değildi. Çocuklar ile ilgili birçok konuya değinilen bu kitapta beni en çok etkileyen kısım, eğitim sisteminin çocukların gözünde nasıl bir canavara dönüştüğünü anlatan kısımdı. Belki ben de o dertten muzdarip olduğumdan.. Evet, yanlış okumadınız! Maalesef durum o kadar kötü ki eğitim sistemimiz çocukların ölümüne sebebiyet verebilmekte. Çünkü çocukların omuzlarına taşıyamayacağı sorumluluklar yüklenip, onların karşılayamayacağı beklentilerle sömürülüyor çocuklar. Bu beklentilerin ve sorumlulukların altından kalkamayan çocuklar, maalesef son veriyor hayallerle, şen kahkahalarla süslenmesi gereken hayatlarına. Kitaptaki "Notlarımız Değil, Kalplerimiz Kırık" adlı bölümle göstereyim size aslında çocukların neye ihtiyacı olduğunu. "12 yaşındaki Sina'nın objektife bakan masum yüzü gitmiyor gözümün önünden günlerdir... Ayrılmış bir ana babanın parçaladığı minicik yüreğinin, kırık karne korkusuyla nasıl çarpmış olabileceğini düşünüyorum. 'Başaramadın Sina!... Daha çok çalışmalısın... daha çok... daha çok!...' 'Karnende kırık varsa eve gelme!... Anladın mı, gelme eve!...' Hesaplamış, en az 7 kırık var karnede... Arkadaşlarına demiş ki: 'Bir gün gazetelerde kendini asan bir çocuk haberi görürseniz, bilin ki o benim.' Karnelerin dağıtılmasından bir gece önce kemerini alıp bir ucunu su borusuna, bir ucunu kendi boynuna bağlamış... atlamış ölüme... Arkadaşları çalışma masasının üzerine kazınmış şu notu bulmuşlar: 'Sevgiye ihtiyacım var.' Sina'nın hemen ardından Antakya'dan bir başka 6. sınıf öğrencisi Hasan Can'ın son mektubu geldi: 'Beni affedin. Aldığım 2 zayıf ile nasıl yüzünüze bakacaktım' yazıyordu mektup...Hasan Can da son vermişti hayatına... İstanbul'dan 9. sınıf öğrencisi Serhat Şahin de 1 zayıf beklerken, 6 zayıf gelince asmıştı kendini... Ve nihayet Sincan'da lise 1 öğrencisi Mehmet Ozan da, apartmanın çatı katında aynı gerekçeyle kendini asmış olarak bulundu. Uğruna öldükleri şeyin adını, Sina'nın cenaze töreninde, Sina kadar duyarlı bir çocuk dillendirdi: 'Aradığı sevgiyi orada bulmasından başka bir şey dilemiyorum.' " O sorumlulukların yarattığı depremlerde göçük altında kaldı çocuklarımız. Artık o depremlerde kaybetmemeliyiz onları. Yüklemeyin artık kocaman sorumlulukları o naif bedenlere, o temiz duygulara sevgiyle karşılık verin. Verin ki başka yerde, başka şekilde aramasınlar sevgiyi. Sevgiyle kalın :)
Kırmızı Bisiklet
Kırmızı BisikletCan Dündar · Can Yayınları · 20121,877 okunma
·
15 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.