Gönderi

" Kendi geçmişinden anlam çıkarmazsan aynı geçmişi tekrarlarsın." Kazanılmış güneşli bağlanma; kişinin geçmişte neden öyle davrandığını bulup savunma sistemlerini anlamlandırıp bugünkü ilişkilerini güvenli bağlanmaya dönüştürmesi. Yani bilim bile kendin çalış kazan diyor. Kişi gördüğü ebeveynliği kopyalıyor. Alışık olduğu davranış kalıbını aynen devam ettiriyor. "Kişi nasıl da kendine yakın olana çekiliyor. Dengeyi kaybetmek ne kadar da kolay. " Beyin ikiye ayrılır ilkel sistem ve sofistike sistem. Günlük hayatta beyin tehlike sezdim mi hemen otomatik pilota atıyor sistemi. Sofistike sistem kapanıyor. İlkel sistem sag kalma modunda çalışıyor. Ve bizi savaşmaya, kaçmaya ya da donmaya yönlendiriyor. Beyni otomatik pilota bağlayan bi insanda mantık, akıl devrede olmaz. Mantıklı şeyler söylemek de ise yaramaz hatta sistemi zorlar. Karşıdakinin normal regülasyon seviyesinden çıktığını fark ettiğin anlarda sözleri kenara bırak, göz teması kur, sarıl dokun ses tonunu yumuşat ve karşıdakinin normal seviyeye gelmesine yardımcı ol. Beyin bu yardımla artık sofistike yanını kullanabilir hale gelecektir. Eşin ya da çocuğuyla kurduğun ilişkide kendini savunmak hiçbir zaman ilk iş olmamalı. Karşındakinin yüzünde ne zaman rahatlama görürsen o zaman anlatabilirsin. Eveveyn- çocuk ilişkisi adil bir ilişki değildir, sadece vermek üzerine kuruludur. Kaygılı bağlanma: Ebeveynin sevgi ve ilgisi çocuk uzerinde öyle harika bir his yaratır ki Ne zaman onu vereceğini bilmediğin için ebeveynin peşinden ayrılmazlar. Yetişkinlerde de sevgilinin. Bağımlıya ilişki tiryakisine dönüşürler. Anda daha fazla kalmayı öğrenmek bir beceri. Meditasyon çalışmaları. Osmanlıdaki hat sanatı, ebru çalışmaları, kişisel hobiler ... -=Kişi güvende hissetmez ve sürece izin vermezse iyileşme kendine yol bulamaz. Bazen duygusal acıyı fiziksel acıyla kapatmak gibi bi yol buluruz Bebeklik travmaları için 6 risk faktörü: anne karnında yaşanan stres, doğumdan sonra yaşanan sıkıntılar, tıbbi müdahale, doğal afetler, ihmal ve ihlal. İhlal edilen çocuğa verilen mesaj seni sevmiyorum, ihmal edilen çocuğa verilen mesajsa sen yoksun. Umarım ihmalin yarattığı travmanın büyüklüğünü anlamışsınızdır. Bize büyürken hangi gözlerle bakıldıysa, teyiklendigimiz anda değişen algımız, aynı bakışları görüyordu karşındakinde. Ey algi sen nelere kadirsin. Bunu aşmak için kalbini açmak geçmis ve gelecekte değil sadece o anın içinde kalmak gerekiyor. Sözlerin ötesinde bir yer vardi gidilen dokunma ve göz teması eşliğinde. Bununla yüzleşince sevgiyle bakan gözleri görmek mümkün. Bu şekilde ilişkiyle regüle olamayan herkes kendini kitapla, telefonla, kitapla regule eder. Gereksiz küsmeler, kaçmalar, algı tetiklemesiyle çıkan kavgalar oluşur. Eğer eşin, sevgilin yaptığı şeyle senin iç huzurunu etkiliyorsa duygusal olarak kendini uzaklaştır olaydan. Yapamazsan daha iyi sinir koymayı öğren kendinle onun arasına. Herkes kendi başının çaresine bakabilmeyi bilmeli. Duyguyu kendi içinden geldiğinde fark edersen beynin ilkel beyin fonksiyonlarının seni ele geçirmesine izin vermezsin. Üst beyin yani sofistike beynin mantık yürütme konuşma kısımlarından yararlanabilirsin. Kızgınlık, öfke, üzüntü gibi zor duygular daha kolay ifade edilebilir. Mindful: kişinin şimdiki anda kendi içinde ve dışında ne olduğunu yargılamadan ve etiketleneden gözlemleyebilmesine destek olan yoga, meditasyon, tai chi, qigong gibi çalışmalardır. Duygu olmayan bir ilişki güç gerektirir. Güç savaşları başlar. Başkalarının ağlamaları kendi içimizdeki yasları tetiklediğinden " Bir şeye ihtiyacınız var mı?" demek aslında sizi nasıl susturabilirim demek oluyordu. Susun ki ben de kendi acımla uğraşmak zorunda kalmayayım. Hayat istediğimiz gibi olmadığında hayatı karmaşık ve zor buluyor ve değiştirmeye çalışıyoruz. Değiştirmeye çalışıyoruz ki beklentilerimizle uyumlu olsun. Bu aralar çalışacağın konu hayatını nasıl değiştireceğin değil beklentilerini nasıl değiştireceğin olsun. Tanrının yaptığı her şey sevgiden biz anlamasak da. Mevlevilikte Allah derdimi arttırsın tenennisi vardır. Dert dervişler için hakikati bulma anlamında kullanılırmış. Hakikati bulmak duygusal acıyla geliyordu. Sevdiğimiz birinin hastalığıyla sevgiyi hatırlamamız gibi. Zihin takılı olunca geçmişe, algı insanın çok yanıltır. Birini sadece şimdiki anda görüp ihtiyacını şimdiki anda verebiliriz. Sinir sistemimiz sosyal bir sistem. Yani tün ailenin sinir sistemi birbirine bağlı. Bir ritme giriyoruz birlikte, müzik gibi, dans gibi. Birbirimizin gözünün içine bakarak sosyal sinir sitemi dönüşüne girebilirsiniz. Önce iş bitsin, çocuk büyüsün, şimdi olmaz, yarın..kelimeleri arasında ertelenen hayatlar geçti Aysenur'un gözünün önünden. Şimdinin içinden kaçıp, gelecekte kaybolunan hayatlar. Annesinin, babasının hayatlarını düşündü. Kendisinin ertelediği hayat.. $imdinin içine akarken biliyordu Her şeye her an başlanabilirdi. Yapılması gereken tek sey etraftaki yaşamı duymaktı, koklamaktı, dokunmaktı, görmekti, tatmaktı. Merkezde anne babalara en büyük yardımı stresi anlamalarını sağlamakla yapmıyorlar mıydı: Önce ilkel sistemleri regüle et, sonra sofistike kesimlere yatirm yap. Bunun için de çocuğunla ilişkinin güvenli olması gerekiyor. Güvense göz teması, dokunma, ses tonu gibi yakın duyularla kurulur. Üçüncü kural: Kimseyi acıtmıyoruz. Nasıl acıtmıyoruz?" Herkes tekrarladı: "Kelimelerimiz ve hareketlerimizle" -Zorluklar, yürüdüğümüz yolda karşımıza çıkan engeller değil, Zorluklar, yolun ta kendisi. Fark etmek için araçlar sadece. İstemedigimiz bir olaya hosgeldin demeyi öğrenebilir miviz? ce. O olayı orada ögrenilecek bir sey var diye yorumlayabilir miyiz? Ve tüm bunların kalbimize işlemesine izin verebilir miyiz? Hayatın bize sunduğu o an her ne ise, onunla oma isteğinin ne anlama geldiğini ögreniyoruz. Hatta o an bundan hoşlanmasak da. Çünkü o zorlukları ta kendisi bizim iç çalışmamız, bizim yolumuz, bizim hayatımız.
164 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.