Gönderi

148 syf.
·
Not rated
Kitap Sabahattin Ali’nin sandığından çıkan yayımlanmamış hikayeleri, şiirleri, yazmayı planladığı hikaye ve romanlarına ait kısa notları, bazı çizimleri ve 1932-1948 yılları arasında gazetelerde yayımlanmış yazılarından oluşuyor. Beni en çok etkileyende bu yazıları oldu ve kitabın içeriğinden çok bu yazılarına değinmek için inceleme yazmaya karar verdim. Çeşitli gazetelerde ve yıllarda yayımlanan sosyo-politik makalelerini okurken hissettiğim tek şey aradan geçen onca yıla rağmen bir milim bile ilerleyememiş olmamız. Onca zaman, onca insan, onca hükümet, anayasalar, kanunlar, geçmiş ama sorunlar hiç değişmemiş. O dönemde de kadınların derdi aynı, o dönem de milliyetçilik adı altında sadece kendi çıkarlarını gözeten liyakattan uzak bir iktidar, milletin kurtuluşu için bir şeyler yapanların uzaklaştırıldığı, doğruyu söyleyenin susturulduğu bir dönem… Sanırım tek değişen teknoloji ile değişen hayatlarımız ve yaşam şekillerimiz. Peki sadece bununla bir ülke değişebilir mi? Hiç sanmıyorum… ki değişmemiş, değişememişiz de. Bir ülkenin değişmesi, sorunların çözülmesi için öncelikli olan yönetimi, iktidarı, anayasayı ya da kanunları değiştirmek değil. Öncelikli olan zihniyeti değiştirmektir. Halkın eğitim seviyesini yükseltmek. Bahsettiğim eğitim sırf ticaret kafasıyla dağı taşı üniversite yapmak değil gerçek bir eğitim düşünen, sorgulayan, araştırarak öğrenen kitleler, yaptığı meslek ne olursa olsun hakkıyla işini yapan liyakatı öncelikleyen bir toplum olmadığımız sürece yüzyıllar geçse de hep aynı yerde hep aynı sorunlarla boğuşmaya devam edeceğimiz kesin. Sabahattin Ali’nin “Bu Memleketi Kurtarmak İçin” başlıklı yazısında da dediği gibi “Bize yarının hastanelerini, darülacezelerini, cezaevlerini dolduracak, cahil, mesleksiz, serseri yüz milyonun lüzumu yok! Bize, insan gibi yaşamak, hayatın nimetlerinden istifade etmek imkanlarına sahip yirmi milyon vatandaş daha faydalıdır. Bize yeni bir hayat getirecek yeni bir nesil, yeni bir hamle, yeni bir dünya görüşü gerek…” Temennim yeni yüzyılımızda bu yeni dünya görüşünü bir nebzede olsa gerçekleştirebilmemiz. Hiç umudumuz kalmasa da… “Umutsuz durumlar yoktur. Umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim.” diyen Atanın evladı olarak umut etmek istiyor insan..
Çakıcı'nın İlk Kurşunu
Çakıcı'nın İlk KurşunuSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 20198.1k okunma
·
19 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.