Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Adnan Atalar
Sevgili güzeller güzeli kızım Eftal'im, diye başlıyordu mektup. Ve ilk cümleden gözlerimden yaşlar dökülmeye başlamıştı. Bu mektubu sana idamıma günler kala yazıyorum. Yüzünde bir gülümseme oluşturmak, bir baba gibi umut vermek isterdim ama boynuma bağlanacak bir urgan varken ne kadar umutlu konuşabilirim bilmiyorum. Ölmekten korkuyorum elbet, korkmuyorum diyemem ama canımın acısı değil mesele. Korkuyorum çünkü onurumu kaybetmek demek, Adnan Atalar'ın gerçekten ölmesi demek. Ya beni yalvartırlarsa? Ya tehdit ederlerse sizin canınızla? Ailemin canıyla tehdit ederlerse? Benim onurumla ölmeme yardım edeceksin biliyorum, bu bir babanın en acımasız yalvarışı biliyorum ama başka bir çarem kalmadı. Hayır, bu yüzden kendini suçlama çünkü ben giderken arkamda onurumla beraber size harika bir dünya bırakmak için çabalıyorum. Ve bütün çabam da bir tek ailem için oldu. Dünyaya gözlerini açtığında tam kalbinin üzerinde minicik bir beyaz leke vardı. O leke, benim nezdimde saflığın simgesiydi. Bütün karanlığa rağmen senin kalbin, bir ışıkla doğdu; o ışık benim hayatıma neşeyi getirdi. Hayır, her zaman söylediğim gibi annenin laflarına aldırış etme, o seni seviyor sadece mükemmeli istiyor; beyaz lekeler onun için kusur ise bırak annen için öyle kalsın, benim için mükemmelik demek. Sakın annenden nefret etme ve şimdi bu mektubu okuduktan sonra gidip onu gör, küsme, sırtını dönme, koru onu; çünkü o korkuyor. O bizim gibi korkusuz değil. Ona hâlâ aşık olmamı suç gibi görme, aşk mantığın bittiği noktadır, annen benim en mantıksız tarafımdı. Kendin için olmasa bile sev onu, koru ve yaşat. Meryem'in acıyan yerlerden öp tek tek ardından onu bütün bu kötülüklerden uzak tut, biliyorum o çok uzun seneler yaşayacak çünkü gücünü henüz küçük bir çocukken gösterdi bize. Tek istediğim benim gerçekte kim olduğumu ona gösterme, ölümümle yüzleştirme, silah tutan elimi ona anlatma. Bırak beni sadece ona masal okuyan bir baba olarak hatırlasın. Sarıl ikisini, yaşat ailemizi çünkü ben başaramadım, sen başaracaksın, biliyorum. Benden daha güçlüsün, daha akıllısın ve daha acımasızsın. Ben acımasızlığı öğrenemedim, sen öğrendiğinde yaşatabileceksin onları. Gözyaşlarım mektuba damlarken daha fazla ayakta duramadım ve yere dizlerimin üzerine çöktüğümde Tugay da benimle beraber yere çöktü. Bakışlarım güneşe döndüğünde orada bir yerlerde sanki beni izliyormuş gibi hissetmiştim. Ve ben ailemizi yaşatamamıştım. Ama eğer onları kaybettiysen yıkılma, biliyorum, kayıplar insanı tüketir ama sen tükenme çünkü benim varisim, gururum, onurum ve geriye kalan en güçlü yanım sensin. Gözlerinin içindeki ateşin bir an bile söndüğünü görmedim, gösterme kimseye de. İnancını köreltmesinler, seni mahvetmesinler. Eğer onları kaybettiysen benimle beraber oldukları düşün, benim yanımdalar ve güvendeler. Fakat biz üçümüz burada olacağız sen ise gücünle, adınla ve gururunla yaşamaya devam edeceksin. Çünkü ben Ölüm Timi'ni en çok senin için kurdum, o gözlerindeki ateş, geleceğin ve hayatın için. Ölüm Timi'nin asıl sahibi sensin. Yönet, savaş, kazan. Şimdi çeneni kaldır ve acımasızlığınla ama bir yandan da merhametinle ilerlemeye devam et. Bütün dünya benim gücümü bilmese de olur ama Adnan Atalar'ın kızının kim olduğunu bilsin; bilsin ki biz seneler geçse bile onurumuzla anılalım. Evet acımasızlaş ama hayır, çiçekleri sevmekten vazgeçme. Evet nefret et ama hayır, sevgiden bir an bile vazgeçme. Evet kork ama hayır, cesaretinden hiç vazgeçme. Evet kendin için yaşa ama hayır birine hayatını adamaktan da vazgeçme. Evet mantıklı ol ama hayır aşktan sakın vazgeçте. Parmağında takılı olan ve özel olarak yaptığım güneş yüzüğün geleceğin demek, o gelecek sizin için var olacak, en huzurlu ve en parlak şekilde. ... "Eğer parmağında şu an bir yüzük yoksa söylediklerime aldırış etme, hayatta bir gün yanılmış olayım fakat ben aşkı tanırım, birinin gözünün içine baktığımda anlarım. İçimden bir ses, sen bu mektubu okurken o yüzüğü takmış olacağını söylüyor. Eğer öyleyse her dokunduğunda sadece aşkı değil, babanın da senin kalbinin arkasında durduğunu hisset. Çünkü ben seni ona, onu da sana emanet ediyorum. Adımı yaşat, adını yaşat, bizi yaşat. Düştüğün yerden doğrulmadan da dizlerinin üzerinde savaşmaya devam et ama hiçbir zaman vazgeçme; sen vazgeçersen bu dünya, geleceğin çocukları ve geçmişte acı çeken kimse huzur bulamayacak. Sen vazgeçersen güzel kızım, o göğüs kafesindeki parlak ışığa tutunup savaştığım her şey boşa gitmiş olacak. Sen vazgeçersen Eftal'im, ben gerçekten ölmüş olacağım. İmkansızı başar, kurak topraklarda çiçekler açtır; o zaman ben özgür kalacağım. Biz özgür kalacağız. Dünya özgürlüğe kavuşacak. Sizin için ölecek ve sizi daima sevecek babanız, Adnan Atalar"
··
6 artı 1'leme
·
175 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.