Ertesi gün, akşam üzeri Harbiye Nazırlığına atanan Enver,
...
Üzerinde paşa (general) üniforması bulunan Enver, bana Harbiye Nazırlığına atandığını bildirdi.
Padişahın bile meğer bu atamadan haberi yokmuş ... Sabah odasında gazete okurken Enver'in Harbiye Nezaretine atandığını bildiren haberi görmüş ve gazete elinden yere düşmüş. Orada bulunan yaverlerinden birine, "Bu gazete Enver'in Harbiye Nazın olduğunu yazıyor. Bu nasıl olur, Enver henüz çok genç değil mi?" diye hayretini dile getirmiş.
Bu haberi, olayın biricik tanığı olan yaverden duyduk. Generalliğe yükselen Harbiye Nazırı Enver de, birkaç saat sonra padişahı ziyarete gelmiş.
Enver, bu yeni ve yüksek makama büyük bir hızla yerleşti. Ordudaki sınıf arkadaşları, Enver'in kendilerini tanı mak istemediğinden ve yanına yaklaşılamadığından yakınmaya başladılar. Hele 1914 ilkbaharında Saraydan bir prensesle evlenince, kendisine prens havası vermeye başladı.
Enver'in nasıl olup da bu makamlara yükselebildiğini düşündüğümüz zaman, padişahın İttihat ve Terakki Komitesi karşısında ne kadar güçsüz durumda bulunduğunu anlamış oluruz.
Benim için komite, her zaman, bir giz perdesine bürünmüş gibi göründü. Bu komitenin kaç üyeden oluştuğunu, bilinen birkaç 'baş'tan başka içinde daha kimlerin bulunduğunu öğrenmek mümkün olmamıştır. Zamanla öğrendim ki, komiteye giren bir subay aleyhinde herhangi bir konuda harekete geçmek, tam olarak sonuçsuz kalmaya mahkum bir iştir.
Enver'in yüksek makama geçtikten sonra yaptığı ilk iş, politika alanında kendisine rakip gördüğü Türk subaylarını ordudan ayırmak oldu.
Ocak 1914'te Enver, 1100 subayı birden emekliye ayırdı.
Sayfa 17